Merhum Selâhaddin Çelebi’nin hatıralarının diğer kısımlarını tarihi sırasında yazacağımızdan bura ile ilgili olanı bu kadardır.

Dördüncüsü: Kastamonu’nun o zaman belediyesinde uzun zaman hizmet yapmış Mehmed Münib Yalaz’dır. 1937’de Üstâd’la tanışan bu zat, hatıralarını şöyle anlattı:

1937 senesinde Bediüzzaman Efendiye Kış mevsiminde odun ve tahta parçaları gibi yakacak şeyler gönderiyordum. O senelerde Belediye Reisi olan Adil Yücebıyık, Bediüzzaman’a yardım için encümene teklif etti. Ben de encümenin tabiî azası idim. Encümen ayda dokuz lira yardım yapılmasını karar altına aldı. Bu yardımın kendisine teblîğ vazifesini bana verdiler. Bu vazife ile araba pazarındaki evine gittim. Karyolada oturuyordu. Mehmed Feyzî Efendi de kâtipliğini yapıyordu.



Selâmlaşmayı müteakib, Bediüzzaman bana: “Hoş geldin Hemşehrim” dedi.

Ben de hoş bulduk diyerek hemen mevzuya girdim ve:

Efendi Hazretleri, size belediyeden ayda dokuz lira maaş bağlanacak. Bu durumu size bildirmem için beni me’mur ettiler.

Bu tebliğe karşı Bediüzzaman aynen şu cevabı verdi:

“Hemşehrim, ben Kastamonu’da ikamete me’murum. Kastamonu’luların misafiriyim. Belediye Reisleri, beldenin reisleridirler. Dışardan gelen misafirlere bakmak da belediyenin vazifeleri arasındadır. Fakat bu paralarda tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır. Ben bu parayı alamam. Fakat kaldığım ev misafirhane kabul edilirse, ben de misafir olduğuma göre; bu paranın içinden sadece üç lirasını ödediğim kira bedeli olarak kabul edebilirim

{Üstâd Hazretleri Kastamonu’da kendisine belediyece verilen bu para gibi bir de, iskân me’murlugu tarafından her gün bir ta’yin ekmek veriliyordu. Üstâd bu hadise hakkında şöyle der: “... İç senedir, bana hapiste verdikleri gibi, arzuma muhalif olarak her gün bir ta’yin veriliyordu. Ehemmiyetli bir iki sebebe binaen kabul etmeye mecburdum. Fakat onu yemezdim. Tebdil ederek; şeker, çay, ekmek tedarik ederdim. Bir gün lskân me’muru geldi, Ta’yin verdi ve dedi: “Bundan sonra daha sana ta”yin vermeyeceğim. Ben memnun oldum...” (Osmanlıca Kastamonu-1, s: 10)}



Bahri Efendi’yi

{Bahri Efendi, Çaycı Emin Ağabeyin küçük kardeşidir. A.B.}



mu’temed yapalım. O bu işi takib eder. Ev sahibine her ay üç lira kira bedelini götürüp verir.”dedi.

Bana İki tane Eserini Verdi

Bana okumam için Eskişehir müdafaalarıyla, kardeşi oğlunun hazırladığı kendi tarihçesini vermişti. Vali muavini Bediüzzaman’ı çok merak ediyordu.

Yükleniyor...