talebelerine hem beray-i ma’lûmât, hem de ders olsun diye kaleme alınmış şeylerdir. Yoksa hükümete herhangi bir müracaatı olmamıştır.

“... En ziyade bize nezaretle, bizimle meşgul ve siyasetle alâkadar mühim bir me’mur yanıma geldi. Ona dedim ki: Bu on sekiz senedir sizlere müracaat etmedim ve hiç bir gazete okumadım. Bu sekiz ayda bir defa “cihanda ne oluyor” diye sormadım. Üç senedir, burada işitilen radyoyu dinlemedim. Tâ ki, kudsî hizmetimize manevî zarar gelmesin.

Bunun sebebi şudur ki: ıman hizmeti, iman hakaiki bu kâinatta her şeyin fevkindedir. Hiç bir şeye tabi’ ve alet olamaz. Fakat bu zamanda ehl-i gaflet ve dalâlet ve dinini dünyaya satan ve bâki elmasları şişeye tebdil eden gafil insanlar nazarında o hizmet-i İmaniyeyi hariçteki kuvvetli

cereyanlara tabi’ veya alet telâkki etmek ve yüksek kıymetlerini umum nazarında tenzil etmek endişesiyle, Kur’ân-ı Hakim’in hizmeti bize kat’î bir surette siyaseti yasak etmiş. Sizler ey ehl-i siyaset ve hükûmet! Evham edip bizlerle uğraşmayınız!.. Bilâkis teshilat göstermeniz lâzım... Çünkü hizmetimiz, emniyet ve hürmet ve merhameti te’sis ile, hem asayişi, hem inzibatı, hem hayat-i içtimaiyeyi anarşilikten kurtarmaya çalışıp, sizin hakiki vazifenizin temel taşlarını tesbit ediyor, takviye ediyor...”

{Osmanlıca Kastamonu-2 s: 260 }



“Daimî hizmetinde bulunan Risale-i Nur şâkirtleri tarafından olan bir suale cevabtır:

“Sual: Bu kadar zamandır hizmetinizde bulunuyoruz. Dünyaya, hayat-ı içtimaiyeye ve siyasete dair bir alâkanızı ve merakınızı görmedik. Daima iman ve ahiret dersinden başka bir meşgalenizi görmüyoruz. Öyle anlamışız ki; bu on sekiz senedir vaziyetininiz böyle imiş. Nedendir ki, Isparta’da hiç bir şey yok iken, memleketi heyecana getirip, sizi mahkemeye verdiler

{Eskişehir Mahkemesi demektir. A.B.}



ve yüzer, kardeşinizi dört ay mahkeme tetkikatı neticesinde, dünya ile siyaset ile alakaya dair hiçbir şey bulamadılar. Yalnız kendilerini ve mahkemelerini ebedi mahçup edecek bir bahane buldular.. Ve yüzden yalnız beş on adama beş- altı ay ceza verdiler.

Hem burada altı seneden ziyade karakolun nezareti ve nazarı altında, oturduğun odanın pencereleriyle daima senin her vaziyetin karakolca görüldüğü halde, bundan iki üç ay evvele kadar her vakit gizli aşikâr seni tarassud ve kaç defa taharrî etmeleri, dostları senden kaçırmak için tahkikatlarla sana en mühim ve karışık bir siyasetçi gibi bakmaları nedendir? Biz bundan hem müteessir hem mütehayyiriz. Ancak iki üç aydır yanınıza serbest gelebiliyoruz. Evvelde korkarak gizli gelebilirdik. Bu meseleyi bize izah et!”

Yükleniyor...