kendisine ve talebelerine bir temas yönlerinin bulunmadığını ispat etmiş olduğu müdafaalar yapıldığı halde; yine de Eskişehir Ağırceza mahkemesi 19/8/1935 tarihinde karara varmış ve Üstâd Hazretleri ile, onbeş seçkin talebesinin tecziyesi cihetinde karar vermiştir. Kararlarının gerekçesini de, kanaât-ı vicdaniye ile iki basit ve cevabı ispatlı ve müdellel şekilde verilmiş maddeden almış idi. Hazret-i Üstâd Bediüzzaman’a on iki ay hapis ve bir sene de Kastamonu’da genel gözetim altında bulundurulması.. ve on beş talebesine de altışar ay hapis cezasını vermişti.
Hazret-i Üstâd bu keyfi kararı usulû dairesinde hemen temyiz etmiş, temyiz mahkemesine uzun ve müdellel ve bütün ittihamları çürüten lâyiha göndermişti. Bu lâyiha onbeş sahife kadardır. Lâyihanın tamamı büyük tarihçe-i hayatta neşredilmiştir. Biz ise, burada sadece nümune için bazı pasajlarını almakla iktifa edeceğiz:
“163. madde-i kanuniye, “asayişi ihlâl edebilecek hissiyat-ı diniyeyi tahrik edebilir” mealinde bulunan şu kanunun elbette bu hadsiz genişlik içinde bir tefsiri var.. ve elbette bir kuyud-u ihtiraziyesi bulunacak.. Yoksa bu madde bu geniş mana ile beni mahkûm ettiği gibi; bütün eh1-i diyanete ve başta Diyanet Reisi olarak bütün vâizlere ve bütün imamlara -Bana teçmil edildiği gibi- teşmil edilebilir...
...Evet, bu madde tefsirsiz, kuyud-u ihtiraziyesiz ve garazkârlar istediği adamları onunla çarpmasına müsaid hudûtsuz bir manada olamaz...
...Beni yakından tanıyan zatların çehadetiyle, on üç seneden beri şeytandan kaçar gibi, siyasetten kaçtığımı ve hükümetin işine karışmadığımı ve tahammül-ü beşer fevkinde işkencelere tahammül edip dünyaya karışmadığımı ve iman hizmetini bu dünyada en büyük maksad telâkkî ettiğim halde; “Said, dini siyasete alet edip, asayişi ihlâle teşebbüse niyet ediyor” diye beni 163. maddeye temas ettirmek ve mahkûm etmek, bütün ruy-i zemindeki adliye ve mahkemelerin haysiyetine ilişecek ve nazar-ı dikkati celbedecek hiç görülmemiş bir hadise-i adliyedir kanaatindeyim...
...En ziyade tenkid edilen, beni ve umum kitaplarımı muahazeye sebebiyet veren
{Eskişehir hapis hadisesinde mahkemeye sevk edilip üstünde muhakemesi yapılan ve muahazeye medarolan maddeler olarak, elde edilen kitaplardan bir çoğu 1921-1922 ve 1923’lerde tab’ edilmiş kitaplardır. O ise ki; O zaman cumhuriyet kanunlarının belki henüz kafalarda bile tasavvuru yoktu. Buna ramen mahkeme bu eski kitapları da musadere etme cihetine gitmişti. A.B.}
beş on mes’ele içinde en mühimmi gelecek bu iki mes’eleki;
Hazret-i Üstâd bu keyfi kararı usulû dairesinde hemen temyiz etmiş, temyiz mahkemesine uzun ve müdellel ve bütün ittihamları çürüten lâyiha göndermişti. Bu lâyiha onbeş sahife kadardır. Lâyihanın tamamı büyük tarihçe-i hayatta neşredilmiştir. Biz ise, burada sadece nümune için bazı pasajlarını almakla iktifa edeceğiz:
“163. madde-i kanuniye, “asayişi ihlâl edebilecek hissiyat-ı diniyeyi tahrik edebilir” mealinde bulunan şu kanunun elbette bu hadsiz genişlik içinde bir tefsiri var.. ve elbette bir kuyud-u ihtiraziyesi bulunacak.. Yoksa bu madde bu geniş mana ile beni mahkûm ettiği gibi; bütün eh1-i diyanete ve başta Diyanet Reisi olarak bütün vâizlere ve bütün imamlara -Bana teçmil edildiği gibi- teşmil edilebilir...
...Evet, bu madde tefsirsiz, kuyud-u ihtiraziyesiz ve garazkârlar istediği adamları onunla çarpmasına müsaid hudûtsuz bir manada olamaz...
...Beni yakından tanıyan zatların çehadetiyle, on üç seneden beri şeytandan kaçar gibi, siyasetten kaçtığımı ve hükümetin işine karışmadığımı ve tahammül-ü beşer fevkinde işkencelere tahammül edip dünyaya karışmadığımı ve iman hizmetini bu dünyada en büyük maksad telâkkî ettiğim halde; “Said, dini siyasete alet edip, asayişi ihlâle teşebbüse niyet ediyor” diye beni 163. maddeye temas ettirmek ve mahkûm etmek, bütün ruy-i zemindeki adliye ve mahkemelerin haysiyetine ilişecek ve nazar-ı dikkati celbedecek hiç görülmemiş bir hadise-i adliyedir kanaatindeyim...
...En ziyade tenkid edilen, beni ve umum kitaplarımı muahazeye sebebiyet veren
{Eskişehir hapis hadisesinde mahkemeye sevk edilip üstünde muhakemesi yapılan ve muahazeye medarolan maddeler olarak, elde edilen kitaplardan bir çoğu 1921-1922 ve 1923’lerde tab’ edilmiş kitaplardır. O ise ki; O zaman cumhuriyet kanunlarının belki henüz kafalarda bile tasavvuru yoktu. Buna ramen mahkeme bu eski kitapları da musadere etme cihetine gitmişti. A.B.}
beş on mes’ele içinde en mühimmi gelecek bu iki mes’eleki;
Yükleniyor...