İşte bu kâfir-i muannidin bu sözü, otuz senedir nazarımı Avrupa feylesoflarına çevirmiş olduğundan; nefsimden sonra onlar ile uğraşıyorum, dahile bakamıyorum.. Ve dahildeki kusuru Avrupa’nın hatası ve fesadıdır diyorum, Avrupa feylesoflarına hiddet ediyorum. Onları vuruyorum. Felillahilhamd Risale-i Nur o muannid kâfirin de hülyâsını kırdığı gibi; maddiyun, tabiiyyun feylesoflarını tam susturur bir vaziyete girmiştir.

Dünyada -hangi şekilde olursa olsun- hiç bir hükûmet yoktur ki; kendi memleketinin böyle mübarek bir mahsulünü ve sarsılmaz bir kuvve-i maneviyesini yasak etsin ve maşirini mahkûm eylesin! Avrupa’da rahiplerin serbestiyeti gösteriyor ki, hiç bir kanun târik-i dünya olanlara ve ahirete ve imana kendi kendine çalışanlara ilişmez... ”

{Aynı eser, s: 745.}



“...Hem nazar-ı adalet ve insafa arz ediyorum ki: on senedenberi Iaparta vilâyetinde mazlum bir surette tazyik altında, asayiş-i dahiliye ve emniyet-i umumiyeye zarar verecek hiç bir emare, hiç bir tereşşuhat olmadığı halde; emniyet-i dahiliyeyi ihlâl etmek teşebbüsü ile ittiham edilmekliğime hangi insaf, hangi vicdan müsaade eder.? Eğer yüzaltmış üçüncü madde-i kanuniye manasına bizim hakkımızda vech-i tatbiki gibi mana verilse, o vakit başta Diyanet Riyaseti, bütün imamlar, hatibler ve vaizlere teşmil etmek lâzım gelir. Çünki hissiyat-ı diniyeyi telkin etmekte onlar ile beraberiz.

Eğer telkinat-ı diniye, emniyet-i dahiliyeyi mutlaka ihlâl etmek gibi manasız bir fikir ileri sürülse, umuma şamil olur. Evet benim onların fevkinde bir cihetim var ki; o da kat’iyyetle şeksiz ve şüphesiz hakaik-ı imaniyyeyi izah etmekliğimdir. Bu ise farz-ı muhal olarak umum ehl-i dine bir i’tiraz gelse, bu hal, bizi i’tirazdan kurtarmaya vesile olur...”

{ Osmanlıca Lem’alar, s: 777.}





Madde-9:

şapka giymediği vesilesiyle kanunlara karşı geldiği isnadı...

Cevabları:

“...Diyorlar ki: “Sen şapkayı başına koymuyorsun. Mahkeme gibi çok resmî yerlerde baçını açmıyorsun. Demek o kanunları reddediyorsun. O kanunları reddetmenin cezası şiddetlidir?”

Elcevab: Bir kanunu red etmek başkadır. Ve o kanunla amel etmemek bütün bütün başkadır. Evvelkinin cezası idam ise, bunun cezası ya bir gün hapis veya bir lira cezay-i nakdî veya bir tekdir veya bir ihtardır.

Ben o kanunlarla amel etmiyorum. Hem amel etmekle dahi mükellef olamıyorum. Çünki münzevi yaşıyorum. Bu kanunlar hususi ikametgâhlara giremez.

Yükleniyor...