Madde-7:
Risale-i Nurları ile milletin ve halkın nazarını sırf ahirete çevirdiği ve dünyadan soğuttuğu isnadı...
Cevabları:
“Eğer insaniyetin mahiyetini hayvaniyetin en bedbaht ve en aşağı derecesinde telâkki ve dünyayı dâimî ve layezal tevehhüm ve insanı bakî ve lâyemut tahayyül eden bir serhoş ve vicdansız tarafından denilse: “Senin bütün risalelerin imanı pek kuvvetli ders veriyor, dünyadan soğutuyor, nazarı ahirete çeviriyor. Biz ise bütün kuvvet ve dikkat ve zihnimizle dünya hayatına müteveccih olmamız ile bu zamanda yaşayabiliriz. Çünkü şimdi yaşamak ve düşmanlardan sakınmak çok müşkilleşmiştir?”
Elcevab: ıman-ı tahkikinin dersleri, gerçi nazarı ahirete baktırıyor.Fakat dünyayı o ahiretin mezraası ve bir çarşısı ve bir fabrikası göstermekle, daha ziyade dünya hayatına çalıştırır. Hem imansızlıktaki müthiş bir surette kırılan kuvve-i maneviyeyi gayet kuvvetli bir tarzda kazandırır ve me’yusiyet içinde atalet ve lâkaydlığa düşenleri şevk ve gayrete, sa’ye sevk eder çalıştırır.Acaba bu dünyada yaşamak isteyenler, böyle hayat-i dünyeviyenin lezzetini, hem çalışmaya şevki, hem hadsiz musibetlerine karşı dayanmaya medar kuvve-i maneviyesini te’min eden ve itiraz kabul etmiyen deliller ile ispat edilen iman-ı tahkikinin derslerine yasak diyecek bir kanunun vücudunu kabul ederler mi? Ve öyle bir kanun olabilir mi?..
{ Osmanlıca Lem’alar, s: 800.}
Madde-8:
Asayiş ve idareyi bozmak veya bozmak istiyenlere alet olabilmek ihtimali vesaire gibi isnadlar...
Cevabları:
“İman ilminden ibaret olan Risale-i Nur eczaları emniyet ve asayişi te’min ve te’sis ederler. Evet güzel seciyelerin ve iyi hasletlerin menşe’ ve menba’ı olan iman, elbette emniyeti bozmaz, temin eder. ımansızlıktır ki, seciyesizliği ile emniyeti ihlâl eder.
Hem bunu biliniz ki: Yirmi otuz sene evvel bir gazete de gördüm ki; ıngilizlerin bir müstemlekât nâzırı demiş: “Bu Kur’ân Müslümanların elinde varken, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Bunun kaldırılmasına ve çürütülmesine çalışmalıyız.”
Risale-i Nurları ile milletin ve halkın nazarını sırf ahirete çevirdiği ve dünyadan soğuttuğu isnadı...
Cevabları:
“Eğer insaniyetin mahiyetini hayvaniyetin en bedbaht ve en aşağı derecesinde telâkki ve dünyayı dâimî ve layezal tevehhüm ve insanı bakî ve lâyemut tahayyül eden bir serhoş ve vicdansız tarafından denilse: “Senin bütün risalelerin imanı pek kuvvetli ders veriyor, dünyadan soğutuyor, nazarı ahirete çeviriyor. Biz ise bütün kuvvet ve dikkat ve zihnimizle dünya hayatına müteveccih olmamız ile bu zamanda yaşayabiliriz. Çünkü şimdi yaşamak ve düşmanlardan sakınmak çok müşkilleşmiştir?”
Elcevab: ıman-ı tahkikinin dersleri, gerçi nazarı ahirete baktırıyor.Fakat dünyayı o ahiretin mezraası ve bir çarşısı ve bir fabrikası göstermekle, daha ziyade dünya hayatına çalıştırır. Hem imansızlıktaki müthiş bir surette kırılan kuvve-i maneviyeyi gayet kuvvetli bir tarzda kazandırır ve me’yusiyet içinde atalet ve lâkaydlığa düşenleri şevk ve gayrete, sa’ye sevk eder çalıştırır.Acaba bu dünyada yaşamak isteyenler, böyle hayat-i dünyeviyenin lezzetini, hem çalışmaya şevki, hem hadsiz musibetlerine karşı dayanmaya medar kuvve-i maneviyesini te’min eden ve itiraz kabul etmiyen deliller ile ispat edilen iman-ı tahkikinin derslerine yasak diyecek bir kanunun vücudunu kabul ederler mi? Ve öyle bir kanun olabilir mi?..
{ Osmanlıca Lem’alar, s: 800.}
Madde-8:
Asayiş ve idareyi bozmak veya bozmak istiyenlere alet olabilmek ihtimali vesaire gibi isnadlar...
Cevabları:
“İman ilminden ibaret olan Risale-i Nur eczaları emniyet ve asayişi te’min ve te’sis ederler. Evet güzel seciyelerin ve iyi hasletlerin menşe’ ve menba’ı olan iman, elbette emniyeti bozmaz, temin eder. ımansızlıktır ki, seciyesizliği ile emniyeti ihlâl eder.
Hem bunu biliniz ki: Yirmi otuz sene evvel bir gazete de gördüm ki; ıngilizlerin bir müstemlekât nâzırı demiş: “Bu Kur’ân Müslümanların elinde varken, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Bunun kaldırılmasına ve çürütülmesine çalışmalıyız.”
Yükleniyor...