benim hakkımda bir yabanîlik hissini veren ve nazar-ı adaleti şaşırtmak istiyen adamlara derim:
Efendiler! Ben her şeyden evvel Müslümanım.. ve Kürdistan’da dünyada geldim. Fakat bu Türklere hizmet ettim.. ve yüzde doksan dokuz menfaatlı hizmetim Türklere olmuş.. Ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş.. ve en sadık ve en halis kardeşlerim Türklerden çıkmış.. ve İslâmiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek ve hizmet-i Kur’âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak, kudsî hizmetimin muktezaası olduğundan; Bana Kürd diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk milletine hizmet ettiğimi hakiki ve civanmerd bin Türk gençlerini işhad edebilirim...
...Ey efendiler! Benim hakkımda tesbit edilmiyen ve tesbit edilse dahi bir suç teşkil etmiyen ve suç olsa bile, yalnız beni mes’u1 eden bir madde yüzünden, kırktan fazla Türkün en kıymettar gençlerini ve en muhterem ihtiyarlarını büyük bir cinayet işlemişler gibi bu belâya atmak milliyetperverlik midir?..
...Ben ki sizin nazarınızda yabanî
{ Ehl-i garaz olan siyasi ırkçılar, hep böyle Üstâda ve Üstâd’ın mensup olduğu millete yabani baktılar, bir kısmı halen de bakıyor. A.B.}
millettenim. Diyorum, bu mevkuf olan civanmerd ve muhterem Türk gençleri ve ihtiyarları içinde öyleleri var ki; onların bir tanesini kendi milletimden yüz adama değiştirmem.. ve onların içinde öyleleri var ki; on sene bana zulüm eden memurların, beş seneden beri onların hatırı için o zalimlere bedduayı bıraktım.. Ve onların içinde öyleleri var ki; âli seciyelerin en halis nümunelerini o âlicenab Türk arkadaşlarda kemal-i hayret ve takdir i1e gördüm ve Türk milletinin sırr-ı tefevvukunu onlarla anladım...
...İşte ey Türkçülük dava eden mülhid zalimler!Türk milletinin medar-ı iftiharları olabilecek bu kadar zatları gayet adî ve ehemmiyetsiz bahanelerle, sizin tabirinizle “benim gibi bir Kürd” yüzünden perişan etmek, tezlil etmek milliyetçilik midir? Türkçülük müdür? Vatanperverlik midir? Haydi o insafsız vicdanınıza havale ediyorum...”
{Osmanlıca Lem’alar, s: 755-760.}
“...Gizli bir kuvvet, bililtizam beni mahkûm etmek istiyor.. ve her bahaneyi bulup bin dereden su getirmek gibi, her bir çâreye müracaat ile, kurdun keçiye bahanesinden daha garip bahanelerle beni ittiham altına almak ve mahkûm ettirilmek istenildiğini hissediyorum.
Mesela, üç aydır bu kelimeyi tekrar ediyorlar: “Said-i Kürdi dini siyasete alet ediyor”
Ben de bütün mukaddesatıma yemin ediyorum ki; bin siyasetim olsa, hakaik-i imaniyyeye feda ederim. Ben nasıl hakaik-ı imaniyeyi dünya siyasetine alet edebilirim...
Efendiler! Ben her şeyden evvel Müslümanım.. ve Kürdistan’da dünyada geldim. Fakat bu Türklere hizmet ettim.. ve yüzde doksan dokuz menfaatlı hizmetim Türklere olmuş.. Ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş.. ve en sadık ve en halis kardeşlerim Türklerden çıkmış.. ve İslâmiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek ve hizmet-i Kur’âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak, kudsî hizmetimin muktezaası olduğundan; Bana Kürd diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk milletine hizmet ettiğimi hakiki ve civanmerd bin Türk gençlerini işhad edebilirim...
...Ey efendiler! Benim hakkımda tesbit edilmiyen ve tesbit edilse dahi bir suç teşkil etmiyen ve suç olsa bile, yalnız beni mes’u1 eden bir madde yüzünden, kırktan fazla Türkün en kıymettar gençlerini ve en muhterem ihtiyarlarını büyük bir cinayet işlemişler gibi bu belâya atmak milliyetperverlik midir?..
...Ben ki sizin nazarınızda yabanî
{ Ehl-i garaz olan siyasi ırkçılar, hep böyle Üstâda ve Üstâd’ın mensup olduğu millete yabani baktılar, bir kısmı halen de bakıyor. A.B.}
millettenim. Diyorum, bu mevkuf olan civanmerd ve muhterem Türk gençleri ve ihtiyarları içinde öyleleri var ki; onların bir tanesini kendi milletimden yüz adama değiştirmem.. ve onların içinde öyleleri var ki; on sene bana zulüm eden memurların, beş seneden beri onların hatırı için o zalimlere bedduayı bıraktım.. Ve onların içinde öyleleri var ki; âli seciyelerin en halis nümunelerini o âlicenab Türk arkadaşlarda kemal-i hayret ve takdir i1e gördüm ve Türk milletinin sırr-ı tefevvukunu onlarla anladım...
...İşte ey Türkçülük dava eden mülhid zalimler!Türk milletinin medar-ı iftiharları olabilecek bu kadar zatları gayet adî ve ehemmiyetsiz bahanelerle, sizin tabirinizle “benim gibi bir Kürd” yüzünden perişan etmek, tezlil etmek milliyetçilik midir? Türkçülük müdür? Vatanperverlik midir? Haydi o insafsız vicdanınıza havale ediyorum...”
{Osmanlıca Lem’alar, s: 755-760.}
“...Gizli bir kuvvet, bililtizam beni mahkûm etmek istiyor.. ve her bahaneyi bulup bin dereden su getirmek gibi, her bir çâreye müracaat ile, kurdun keçiye bahanesinden daha garip bahanelerle beni ittiham altına almak ve mahkûm ettirilmek istenildiğini hissediyorum.
Mesela, üç aydır bu kelimeyi tekrar ediyorlar: “Said-i Kürdi dini siyasete alet ediyor”
Ben de bütün mukaddesatıma yemin ediyorum ki; bin siyasetim olsa, hakaik-i imaniyyeye feda ederim. Ben nasıl hakaik-ı imaniyeyi dünya siyasetine alet edebilirim...
Yükleniyor...