içinde gördükleri bazı su-i istimalâtı ve bir kısım hatiâtı bahane ederek, bu hazine-i uzmayı kapatmaya belki tahrib etmeye ve bir nevi’ ab-ı hayatı dağıtan o kevser menbaını kurutmaya çalışıyorlar.. ve merkez-i hükûmet olan İstanbul’u beş yüz elli sene bütün âlem-i Hıristiyanî’nin karşısında muhafaza ettiren, İstanbul’da beş yüz yerde fışkıran envar-ı tevhid.. ve merkez-i İslâmiyetteki ehl-i imanın nokta-i istinadı o büyük cami’lerin arkalarındaki tekyelerde, o Allah Allah diyenlerin kuvve-i imaniyeleri ve marifet-i ilâhiyeden gelen bir muhabbet-i ruhaniye ile cuş u huruşlarıdır. İşte ey insafsız hamiyetfuruşlar ve sahtekâr milliyetperverler! Tarikat ‘ın hayat-ı içtimaiyemizde bu hasenesini çürütecek hangi seyyiatlarıdır, söyleyiniz!..” diye yazılı olan fıkra aleyhime tenkidkârane dercedilmiş.”

{Benzeri cümleler; çıkarılan “bazı kanunları ilmî ve mantıkî şekilde bir tenkid ameliyesidir. Fikir ve vicdan hürriyetinin varlığından söz edilen bir ülkede bu gibi tenkidler ve mantıkî eleştirmeler her vatandaşın hakkı iken, görüldüğü üzere, Hazret-i Üstâd hemen muahaze edilmiş ve tecziyesi istenmiş. Hani fikir ve. söz hürriyeti vardı? Hani Anayasa teminat mevcuddu? Fakat heyhat!.. }



Elcevab: Bu fıkra hakikat noktasında çok hatiatımı affettirir mübarek bir fıkradır. Hem bu fıkra, hükûmetçe tarikatın yasak olduğuna dair kanunların neşrinden hayli zaman evvel olmakla beraber, bu tarikat ta’limi değil, tarikatın bir hakikat-ı ilmiyesini ilmen beyan etmektir. Bune yasak temas edemez. Hem bu milletin -bin seneden beri- ruhlarını feyizlendiren ve mezaristanda yarı ecdatları onunla merbut olan bid’atsız halis ve hakikat-ı takva olan bir nevi tarikatın içtimaî bir faydasını beyan etmekliğim nasıl aleyhimde istimal edilebilir?..”

{Osmanlıca Lem’alar, s: 788.}



MADDE - 5 :

Kürtlük ve Kürdçülük, yani ırkçılık isnadları...

Cevabları: “...Adalet noktasından tarafgirlik fikrini verip adaletin mahiyetini zulme çeviren hakkımda sarfedilen bir tabirdir ki; Ispartada ve burada bazı istiçvablarda, benim ismim Said-i Nursi iken, her tekrarında “Said-i Kürdî” ve bu Kürt’tür” diye beni öyle yâd ediyorlar.. Bununla hem ahiret kardeşlerimin hamiyet-i milliyelerine ilişip aleyhime bir his uyandırmak.. hem mahkeme ve adaletinin mahiyetine bütün bütün zıt ve muhalif bir cereyan vermektir.

Evet, hâkim ve mahkeme tarafgirlik şâibesinden müberra ve gayet bitarafane bakması birinci şart-ı adalet olduğuna dair, binler vukuât-ı tarihiyeden “Hazret-i Ali Radiyallahü anhünün hilafeti zamanında bir Yahudî ile mahkemede beraber oturmaları.. Ve çok padişahların âdî adamlar ile mahkeme-i adalette görülmesi gibi, çok hadisat-ı tarihiye varken,

Yükleniyor...