hengâmda ve bunları binbir müşkilat ve yalnızlık ve hastalık ve zehirlendirilmeler içerisinde muvaffakiyetle yürütürken; aynı zamanda imanın en derin ve en geniş ve en yüksek ve en ulaşılmaz ve erişilmez nâzik ince hakikatlarını da.. Ayrıca bunların yanında Kur’ân’ın gaybî esrarı olan en uzak ve en gizli işaretlerini de.. Ve Hazret-i Ali Radıyallahü Anhünün ondört asırdır keşfedilememiş Celcelutiye ve Ercûze kasidelerindeki gizli ve gaybî esrarlı işaretlerini de.. Hem bunların yanında talebelerinin uhuvvet ve birlik ve tesanüdlerini te’mine medar lâzım gelen ikaz, irşad, terbiye, tesellî ve teşci’ işlerini de beraber ve bir arada düşünmek ve yazmak ve yürütmek; elbette ve herhalde ve hiç şüphe yoktur ki: Çok kudsî bir dehanın ve şaşmaz, yorulmaz, yanılmaz ve usanmaz ulvî bir kuwe-i kudsiyenin ve ilâhi bir ilim, feraset ve zekânın harika bir tecellisi olabilir, başka olamaz. Bu noktalar kadir-şinas ve hakperest insanların malumudur.

{Evet, bu halet-i kudsiye ve faaliyet-i ulviye İsm-i Âzam’a mazhariyetin aşikar delilidir. M. Sungur.}



Eskişehir Mahkeme Müdafaaları

Üstâd Bediüzzaman Hazretleri Eskişehir Ağırceza mahkemesinde yaptığı müdafaaları, temyiz layihası, tashih-i karar layihası vesaire kayda geçmiş şekliyle hepsi yüzyirmibeş sahifeden ibarettir. Bu ise, elde mevcud müdafaalar -Üstâd’ın ifadeleriyle- müdafatının ancak üçte biridir.

{Osmanlıca Lem’alar, s: 72.}



Buna göre, eğer müdafaalarının tamamını var kabul etsek, mecmuu büyük boy üçyüz yetmiş beş sahife tutacaktır.

Bu hususta Hazret-i Üstâd, Yirmiyedinci Lem’a ismini almış olan Eskişehir müdafaanamesinin baş tarafında şu cümleleri kaydetmiştir:

“Risale-i Nur’u mahv ve Risale-i Nur’un yüz şâkirdlerini imha etmek için su-i kasd ile ihzar edilen gaddar ve müthiş bir plânı akim bırakan, fakat gayet mülâyimane bir müdafsadır ki; Otuz Birinci Mektub’un Yirmiyedinci Lem’a’sı olmuştur.”

Yine aynı müdafaanın baş kısmında ayrıca bu cümleler de yazılıdır:

“Tenbih: Bu lem’a, mûdafaatın üç kısmından bir kısmıdır. ıhtilâttan men’ edildiğim için, mahkemenin zabtına ve defterine geçen yüz sahifeden ziyade müdafaatımdan yalnız bir kısmını noksan kalemimle kaydedebildim. Bu kısmında kıymeti ve ehemmiyeti nısf-ı ahirde tezahür ediyor.

Said-i Nursi”



Bu ifadelerden fehmedilen mana şudur: Zındık din düşmanları oyunlarıyla, Türkiye’de dini ders veren tüm müesseseler kapatıldığı ve umum

Yükleniyor...