DOĞU BAYEZİD’E GİDİŞİ

Bilâhare, 1890 yılının son ayında Molla Muhammed isminde bir zâtın refakatinde “Bâyezid”e (Doğu Bayezid) hareket etti. İşte gerçek tahsilinin başlangıcı bu tarihten itibarendir.

Molla Said, evden ilk çıkıp tahsil hayatına girdiğinden bu âna kadar orada buradaki medreselerde devir etmeleri, Kur’ân’ı hatmetmek dahil, beş senelik bir zamandır.(9) Kur’ân’ın hatminden sonra, Arapça’nın sarf ve nahv kitaplarından bu ana kadar okuduğu yalnız “İzhar”(10) kitabına kadar idi.

Molla Said, Doğu Bâyezid’e gittiği zaman kış mevsiminin başı ve Hicrî 1308 - Miladî 1891 senesinin iptidası idi, ki muazzam bir inkişafın ve volkan gibi harika bir inficarın ruhunda tezâhür senesidir.(11)

Evet, Molla Said, Erzurum vilâyetine tabi (şimdi Ağrı Vilayeti’nin bir kazası) “Bâyezid” (Doğu Bâyezid) kasabasına şeyh Muhammed-i Celâlî(12) Hazretleri’nin yanında ciddi bir tahsili göze aldı. Lâkin bu garîb ve emsâlsiz tahsil müddeti, yalnız üç ay sürmüştür. Zira, Molla Said, bu üç ay zarfında Kürdistan’ın tedris usûlüne göre medreselerde okutulan “Molla Câmi”den sonraki bütün kitapları ve mütenevvi’ ilimleri ikmal etmiş oluyordu. Böylelikle, henüz ondört yaşında, şark medreseleri usûlüne göre bir müntahî âlim olmuş oluyordu.

Molla Said’in, bir kış içinde bitirmiş olduğu -küçüklü büyüklü- bu yüz kadar kitabın hepsini tek tek hocasının ağzından ders alarak değil, belki her bir kitaptan bir veya iki ders, en çok on ders aldıktan sonra, o kitabı bırakıp ikinci bir kitaba geçmek sûretiyle idi.

Hocası şeyh Muhammed-i Celalî Efendi’nin, bir gün kendisine: “Niçin böyle yapıyorsun? Bu hoşuma gitmiyor?” şeklindeki sualine:

“Bu kadar kitabı okuyup anlamaya muktedir değilim. Ancak bu kitaplar birer mücevherat kutusudur. Anahtarı da sizdedir. Yalnız sizden şu kutuların içinde nelerin bulunduğunu göstermenizin istirhamındayım. Yani, kitapların neden bahsettiklerini

Yükleniyor...