dünyaca fakir, nâmsız-nişansız “Nurs” köyünün; iffetli, takvalı ve fıtrat-ı selimeye sâhib bir ailenin ocağından doğduğu ve o Rahmet ve Hayat yağmurunun bulutlarının râtıb ve bereketli dağlarında tekevvün ettiği veya o rahmet ve hidayet pınarının feyezan olup fışkırdığı mutlu tarih şöyledir:

Miladî Rumî Hicrî


1877 1293 1294




Bu tarih, yukardaki tahlilin neticesi olduğundan kesindir, doğrudur. Ancak mezkûr tarihin hangi ayının hangi gününde bu mutlu doğum olduğu hakkında bir bilgi mevcut değildir.

DOĞUMU

Her ne kadar Eşref Edip Bey ve sonra N. Şahiner, bu mübarek doğumun bir bahar mevsiminde, sabaha karşı bir günde gerçekleşdiğini yazmışlarsa da, tarihî bir vesikaya dayanan ilmî bir tahkik olmasından çok, edebî yönünün şairâne bir ifadesidir.

Lâkin bizim de şöyle bir kanaatimiz var ki: Bediüzzaman gibi garîb, acîb, hârika bir insanın; işarî ve remzî bir tarzda ölümünün Nevrûz gününde (22 Mart) olacağını vefatından 49 sene önce Münâzarât kitabında(2) kaydetmesiyle; doğumunun da baharın öyle bir gününde olması ihtimal dahilindedir. Fakat biz ihtimaller üzerinde değil, tarihî vesikalar ve senetlere göre hareket etmeyi uygun buluyoruz.

-ADI SAİD-

Mes’ud ve ma’sum Said, ailesinin dördüncü çocuğu idi. Adını “Said” koydular. Süada ve ebrâr kâfilesinin imamlarından olacaktı çünki... ” “(3) “annesinin karnında iken Said olarak kaydedilen, Said’dir.

Hadisinin işaretiyle, annesinin hamilinde iken de, Said idi 0... Ve “ “(4) “Fitnelerden uzak kalmış olan kimse, muhakkak Said’dir.” sırrıyla, Said olarak doğdu. Said olarak yaşadı ve Said olarak öldü.

N. Şahiner masum Said’in doğumu ile ilgili olarak: “Göbek adı Rıza idi. Hakk’ın ondan râzı olması dilek ve niyazı idi” şeklinde bir ifade kullanmış.(5)


Yükleniyor...