3- şahit: Muhyiddin-i Hamidî kanalıyla gelen
şeyh Abdulvahhab-ı Hamidî’den:
(Muhyiddin-i Hamidî, Mardin’in âlimlerinden olup, Üstâd Bediüzzaman gençlik zamanında Mardin’de bulunduğu sıralarda, ondan ders almış, bilâhare de polislik mesleğine girmiş ve emekli olmuş bir insan. Bu zat, Burdur’a sürgüne giden yakın akrabalarından ve Mardin’in tanınmış meşayihinden olan Abdülvahhab-ı Hamidî’den hadiseyi dinlemiş.. Mardin’li Hacı Ahmed Ensari de bu zattan bizzat dinlemiştir. Hatıra aynen şöyledir:)
“Biz Burdur’a menfi olarak gittiğimizde Bediüzzaman’ı da oraya getirdiler. Sık sık görüşüyorduk. Oranın yerli halkı, âlimi, memuru, hatta askerî zabitleri de Bediüzzaman’ın ziyaretine çok gelirlerdi. Üstâd bir camide ara sıra va’azlar ederdi. Birgün kolordu kumandanı camiye gelip Bediüzzaman’ın va’azını dinledi. Çok mütehassis kaldı. Camiden çıktıktan sonra, Üstâd’la görüşmek istedi ve Cami’ odasındaki Üstâd’ın kaldığı yerde onu ziyaret etti. Sonra da yine hususî bir ziyaret için Üstâd’ın ikametgâhına gelmeyi arzu ettiğini söyledi. Üstâd da kaldığı yeri söyledi. İkinci günü kumandan, yaveri ile birlikte tekrar Üstâd’ın ziyaretine geldiler. Ben de hazır idim.
Paşa’nın yaveri Bediüzzaman’a kapalı bir zarf takdim etti ve “Paşa hazretlerinin hediyesidir” söyledi. Hazret-i Üstâd zarfı açtı, içinde para olduğunu ve bir tek beşyüzlük lira olduğunu görünce, kumandana teşekkür ederek: “Benim paraya ihtiyacım yoktur” dedi. Kumandan ısrar etti. “Benim helâl paramdır, lütfen kabul buyurunuz!” dedi.
Kumandan’ın bu samimî ısrarı karşısında, Bediüzzaman bir talebesine dedi ki: “Git bana biraz beyaz kâğıd getir.” Talebe gitti, getirdi. Üstâd o beyaz kâğıttan, aynen o beşyüzlük kâğıt para ebadında 2-3 tane kesti. O beşyüzlük kâğıt paraya bunları sararak oturduğu kiliminin altına koydu, biraz sonra çıkardı, hepsi beşyüzlükler olmuştu. Kumandan’a gösterdi ve “Nasıl benim paraya ihtiyacım var mı?” dedi.
Kumandan hayret içinde kalarak, sadece sükût etti. Sonra Üstâd kumandana hitaben: “Madem ki Allah rızası için bunu sadaka olarak bana vermek istedin, şimdi senin sadakan makbul olarak bir kaç kat arttı. Bütün bunları al, kendi namına muhtaç ve müstahak kimselere dağıtıver.” dedi.
Kumandan çok sevindi ve hemen yaverine emretti: “Git, bozdur ve fakirlere dağıt!” dedi. Yaver, paraları aldı gitti, bozdurdu.. Ve fakir fukaraya dağıttı geldi.”
Notalan Nakleden şahit
Abdülkadir Badıllı Hacı Ahmed Ensari Mardinli Selim Meral
şahit
Ceylan pınarlı Molla Sabrî Alkış
şeyh Abdulvahhab-ı Hamidî’den:
(Muhyiddin-i Hamidî, Mardin’in âlimlerinden olup, Üstâd Bediüzzaman gençlik zamanında Mardin’de bulunduğu sıralarda, ondan ders almış, bilâhare de polislik mesleğine girmiş ve emekli olmuş bir insan. Bu zat, Burdur’a sürgüne giden yakın akrabalarından ve Mardin’in tanınmış meşayihinden olan Abdülvahhab-ı Hamidî’den hadiseyi dinlemiş.. Mardin’li Hacı Ahmed Ensari de bu zattan bizzat dinlemiştir. Hatıra aynen şöyledir:)
“Biz Burdur’a menfi olarak gittiğimizde Bediüzzaman’ı da oraya getirdiler. Sık sık görüşüyorduk. Oranın yerli halkı, âlimi, memuru, hatta askerî zabitleri de Bediüzzaman’ın ziyaretine çok gelirlerdi. Üstâd bir camide ara sıra va’azlar ederdi. Birgün kolordu kumandanı camiye gelip Bediüzzaman’ın va’azını dinledi. Çok mütehassis kaldı. Camiden çıktıktan sonra, Üstâd’la görüşmek istedi ve Cami’ odasındaki Üstâd’ın kaldığı yerde onu ziyaret etti. Sonra da yine hususî bir ziyaret için Üstâd’ın ikametgâhına gelmeyi arzu ettiğini söyledi. Üstâd da kaldığı yeri söyledi. İkinci günü kumandan, yaveri ile birlikte tekrar Üstâd’ın ziyaretine geldiler. Ben de hazır idim.
Paşa’nın yaveri Bediüzzaman’a kapalı bir zarf takdim etti ve “Paşa hazretlerinin hediyesidir” söyledi. Hazret-i Üstâd zarfı açtı, içinde para olduğunu ve bir tek beşyüzlük lira olduğunu görünce, kumandana teşekkür ederek: “Benim paraya ihtiyacım yoktur” dedi. Kumandan ısrar etti. “Benim helâl paramdır, lütfen kabul buyurunuz!” dedi.
Kumandan’ın bu samimî ısrarı karşısında, Bediüzzaman bir talebesine dedi ki: “Git bana biraz beyaz kâğıd getir.” Talebe gitti, getirdi. Üstâd o beyaz kâğıttan, aynen o beşyüzlük kâğıt para ebadında 2-3 tane kesti. O beşyüzlük kâğıt paraya bunları sararak oturduğu kiliminin altına koydu, biraz sonra çıkardı, hepsi beşyüzlükler olmuştu. Kumandan’a gösterdi ve “Nasıl benim paraya ihtiyacım var mı?” dedi.
Kumandan hayret içinde kalarak, sadece sükût etti. Sonra Üstâd kumandana hitaben: “Madem ki Allah rızası için bunu sadaka olarak bana vermek istedin, şimdi senin sadakan makbul olarak bir kaç kat arttı. Bütün bunları al, kendi namına muhtaç ve müstahak kimselere dağıtıver.” dedi.
Kumandan çok sevindi ve hemen yaverine emretti: “Git, bozdur ve fakirlere dağıt!” dedi. Yaver, paraları aldı gitti, bozdurdu.. Ve fakir fukaraya dağıttı geldi.”
Notalan Nakleden şahit
Abdülkadir Badıllı Hacı Ahmed Ensari Mardinli Selim Meral
şahit
Ceylan pınarlı Molla Sabrî Alkış
Yükleniyor...