Hem Van’dan, hem o güzel evinden, hem memleketinden ayrıldı, Ergani’ye gitmeye mecbur oldu..”(49)

Hazret-i Üstâd’ın, herhangi bir sû-i kast gibi tehlikelerden muhafazası için Van’dan ayrılıp hududa gitme fikir ve tedbirini ilk getiren, Van’lı meşhur şeyh Enver Efendi olduğu; ilerde kaydedeceğimiz Van’lı Cemal Taylan’ın hatırasıyla sabittir. O zatın bu teklifini, Üstâd’la birlikte diğer bazı ulema da tasvip etmekteydi. Fakat buna rağmen az üstteki Üstâd’ın ifadesinin zâhirinden anlaşılan odur ki, kardeşi Molla Abdülmecid Efendi, Hazret-i Üstâd’ın arzusuna muhalif olarak katılmadığı ve tasvib etmediği için o tedbir gerçekleşmemiştir.

Lâkin “Bilinmiyen Taraflarıyla Said-i Nursî” kitabında ise, Merhum Ali Çavuş’tan naklen: şeyh Enver tarafından gelen o teklifin reddi cihetine giden doğrudan doğruya Hazret-i Üstâd’dır diye kaydedilmiştir.(50)

Aynı vakı’a hakkında hatırasını anlatan Van’lı Cemal Taylan ise; şeyh Enver Efendi, Hazret-i Üstâd Erek Dağından sürgün için alınmadan bir gün önce, atlar hazırlatarak Hazret-i Üstâd’ı İran’a götürmeyi mutlak şekilde ve gayet ısrarla arzu edip hazırlıkları tamamlamışken, Hazret-i Üstâd en son gününde gitmeyi reddedip o fikre uymadığnnı kaydeder.(51)

Bu da yine Hazret-i Üstâd’ın Onuncu Lem’a’daki öz ifadesinde kendisinin ilk başta o teklif ve fikri ma’kul karşılamışken, fakat kardeşi Abdülmecid Efendi’nin karşı çıkması üzerine, o niyetinden vazgeçtiği anlaşılıyor gibi ise de, fakat şahsî mütalâamıza göre; Hazret-i Üstâd’ın öz ifadesiyle, mezkûr teklif ve tedbiri evvelâ maddî sebebler dünyasına göre aklî ve uygun bulmuş olduğu halde, yalnız tek bir Abdülmecid Efendi’nin karşı çıkma vesilesiyle ondan vazgeçtiği ile izah edilemez. Zira mezkûr tedbire, Van’ın büyük âlim ve meşayihi de uygun görerek katıldıkları, Hazret-i Üstâd da ilk başta maddî sebebler muvacehesinde onu uygun bulmuş olduğu gibi, aynı şekilde eğer sünûhat, istihareler ve ilhâmat cânibinden gelen manevî izni de almış olsaydı, bence mutlaka uyar ve onu uygulardı.(52)

 /  
745
Yükleniyor...