şimdi, ilk evvela bu mektub hadisesini ve Üstâd’ın (Sözde) söz ve beyanlarını yayınlıyan adı geçen kitapları beraberce tedkik edelim:

1- Yukarıda adı geçen “Türkiyede Nurculuk Davası” kitabı, 3. baskı, İstikamet Matbaası, sahife 266-268. Bekir Berk, 1975

2- “Nurculuk Hakkında Mülâkat” l.Baskı, sahife 35-38 Güray Matbaası, 1967. Bekir Berk

3- “İthamları Reddediyorum” 1. Baskı, sahife 17-19, Divan Matbaası 1972.. Bekir Berk,

4- “Zafer Bizimdir” 1. Baskı, Sahife 183, Güray Matbaası, 1973 Bekir Berk.

5- “Bilinmiyen Taraflarıyla Said-i Nursî” 6. Baskı, sahife 214-216 Ertu Matbaası, 1979. N. Şahiner. İşte bu her beş kitap, birbirlerinden nakil ve atıflar yaparak, aynı mevzuları bazen değişik, bazen tıpatıp işlemektedirler. Bu kitapların içerisinde daha çok “Türkiyede Nurculuk Davası” me’haz sayılmaktadır.

Biz ilk önce; yukarda bir nebze tahlili yapılan Eşref Edib Bey’in “Risa-le-i Nur Muarızı Yazarların İsnatları Hakkında İlmi Bir Tahlil” kitabında yer alan aynı mevzuları, daha tafsilatlı ve takdimli te’hirli şekilde işliyen “Türkiyede Nurculuk Davası” kitabını da ele alacağız. Vesikalık durumu ne merkezdedir tahlil edeceğiz.

Aynı mevzu’ “Bilinmiyen Taraflarıyla Said-i Nursî” kitabında ise, “Nurculuk hakkında mülakat” broşüründen nakil yapmış, bu kitap da yine “Türkiyede Nurculuk Davası” kitabına atıfta bulunmuştur. Geri kalan üç kitap ise, yine ya mülakat broşüründen nakil yapmış.. veya Türkiyede Nurculuk Davası kitabına atıflarda bulunmuşlardır. Yani kısacası bu kitaplar bir devir şeklinde meseleyi birbirlerine havale etmişler, atıflarda bulunmuşlardır. Fakat hadise nasıl geldi? Kimden geldi? Kim dinledi? Kim okudu? diye sağlam bir rivayet silsilesi bir geliş me’hazı kaydedilmemiştir.

şimdi biz bu beş adet kitapların içerisinde, me’haz kitap olarak sunulan “Türkiyede Nurculuk Davası” kitabındaki mezkur mevzuu aynen alalım, bilâhare de vesikalık mahiyetine bakalım:

“şeyh-ül Muharririn namiyle ma’ruf Konsolidçi Asaf Bey’in(*) şu hatırasını nakletmek isterim: “Bir gün Divanyolu’ndaki matbaamızda otururken, odaya bir adam girdi. Kıyafeti tuhafça idi. Başında külâha benzer bir şey vardı.


Yükleniyor...