Hayır, kat’a ve asla! öylesi nâmertlikler, öylesi döneklikler ve ahde vefasızlıklar Hazret-i Bediüzzaman’ın damen-i muallasına ulaşamaz ve ulaşması da mümkün değildir. . Ve bu gibi rivayetleri uyduran kimseler ya nâdan cahil kimselerdir ki; kendi dedelerini yüceltmek için bilerek veya bilmeyerek Bediüzzaman’ı küçük düşürmeye yeltenmiş olabilirler.. Yahut da direkt olarak Bediüzzaman’ı o gibi nâseza ve şaibeli vasıflarla, lekelendirmek istemişlerdir. Her neise..
Ayrıca, Hz. Üstâd’ın 1923 yılında Van’a geldikten ta sürgün olarak alınıp götürüldüğü tarih olan 25 şubat 1925’e kadar Van’dan hiç ayrılmamıştır. Diyarbekir’e gitti ve saire isnadlar yalandır. Van’daki bütün dost ve talebeleri buna şahiddir.
Bu meselede geniş izahat isteyenler, bizim mezkûr kırk sayfalık broşürümüze bakabilirler.
Kör Hüseyin Paşa Meselesi
şeyh Said ile Bediüzzaman Hazretleri’nin mektuplaşma hikâyesini burada geçen tahlil ile noktalarken; aynı hadisede ayaklananlara katılıp, katılmama hususunda Hazret-i Üstâd Bediüzzaman’la istişarede bulunmuş, şark’ta kuvvetli nüfuza sahib, Haydaran Aşireti Reisi ve Hamidiye yüksek rütbeli Mirliva Paşası Kör Hüseyin Paşa hakkında da bazı tahlillerin burada yapılması zarurî görülmüştür. şöyle ki:
Van’lı Molla Hamid Efendi’nin müşahedeye dayanan anlatmış olduğu rivayet tarzına tamamen zıd ve muhalif şekilde bazı rivayetler ortaya atılmış ve çeşitli yorumlara tabi’ tutulmuştur.
Bu mes’eleyi, ilk önce Avukat Bekir Berk bazı mahkeme müdafaalarında gelecek şekliyle kaydettiği gibi; daha değişik bir tarzda “Bilinmiyen Taraflarıyla Said-i Nursî” kitabında önemli şekilde kaydedildi. Bunlardan da iktibasen, Ahmed şahin Hoca “İslâm Büyükleri” adlı kitabında şekil ve biçim bakımından biraz daha farklı bir tarzda hadiseyi yorumlayarak dercetti. Anlatılan bu rivayetlerin kaynağı ise, Van Çoravanisli merhum Ali Çavuş’dur.
Yükleniyor...