2- Yine Eskişehir müdafaanamesinden:
“şark hadisesi münasebetiyle nefy edilmem, iddianamede iştirâkimi ihsas ettiği cihetle, cevab veriyorum ki: Hükûmetin dosyalarında, benim künyem altında hiç bir meşruhat yoktur. Sırf ihtiyat yüzünden nefy edildiğim hükûmetçe sabit olmuştur...”(23)
Bu parağrafta hakikatta olduğu gibi, Hazret-i Üstâd’ın şeyh Said hadisesiyle hiç bir ilgisinin bulunmadığını göstermektedir.
3- 1948’de Afyon Mahkemesi müdafaanamesinin bir bölümünde şöyle der:
“...Avam-ı ehl-i iman onu (şapkayı) giymeye mecbur olduğu zaman, o büyük allâmelerin adem-i müsaadeleri; avam-ı ehl-i imanı tehlikede bıraktı. Ya’ni: Ya bir kısım münafıklar gibi dinini bırakmak.. Veya Vilâyât-ı şarkiye’de isyanlar gibi isyan etmek vaziyetinde iken...“(24)
Üstâd’ın bu ifadesinden de anlaşılıyor ki; şark’ta vuku’ bulan şeyh Said’in hareketi, şapka kanunu gibi dinî inanç ve akidelerine ters düşen, benzeri kanunlara karşı bir tepki ve bir reaksiyondur.
4- Yine, şeyh Said’e yazılan mektub hakkında, Hazret-i Üstâd’ın tashih ve tasdikinden geçmiş haricen yazılan bir başka delil:
Afyon mahkemesi müdafi’lerinden Avukat Ahmet Hikmet Gönen’in yazdığı temyiz müdafaasının bir bölümünde: “...Keza şark vilâyetlerinde vaki’ isyanlara iştirak etmemesi ve teklif edenlere “Bin seneden beri Kur’ân’ı taşıyan bir millete kılınç çekemem, siz de çekmeyin” şeklinde cevab vermesi yine da’vamızı ispat eder”(25)
Üstâd Hazretleri, Avukat Hikmet Gönen’in bu parağrafının içerisindeki bir cümlesini kendi eliyle ve kalemiyle şu gelecek şekilde tashih ederek kabul etmiştir, aynen şöyle: “Bin senedenberi Kur’ânı kahramancasına taşıyan ve hizmet eden bir millete kılınç çekemem, siz de çekmeyiniz.”
5- Üstâd Hazretlerinin küçük kardeşi Molla Abdülmecid Efendi kendi hatıra defterinde hadise hakkında şunları kaydeder:
“şeyh Said hadisesinde, Van’da vali ve kumandan Sabri Bey’le birlikte, hadisenin dağılmaması için bir itfaiye vazifesini görmüştür.”(26)
6- Van’lı Molla Hamid’in Ağabeyisi Abdullah Ekinci ise, bu mevzu’da şunları söyler: “şeyh Said isyanında Üstâd Van’da idi. İsyan haberi Ankara’ya yanlış aksetmiş, Üstâd’ın da isyan ettiğini zannetmişler, çok telâş etmişlerdi.
“şark hadisesi münasebetiyle nefy edilmem, iddianamede iştirâkimi ihsas ettiği cihetle, cevab veriyorum ki: Hükûmetin dosyalarında, benim künyem altında hiç bir meşruhat yoktur. Sırf ihtiyat yüzünden nefy edildiğim hükûmetçe sabit olmuştur...”(23)
Bu parağrafta hakikatta olduğu gibi, Hazret-i Üstâd’ın şeyh Said hadisesiyle hiç bir ilgisinin bulunmadığını göstermektedir.
3- 1948’de Afyon Mahkemesi müdafaanamesinin bir bölümünde şöyle der:
“...Avam-ı ehl-i iman onu (şapkayı) giymeye mecbur olduğu zaman, o büyük allâmelerin adem-i müsaadeleri; avam-ı ehl-i imanı tehlikede bıraktı. Ya’ni: Ya bir kısım münafıklar gibi dinini bırakmak.. Veya Vilâyât-ı şarkiye’de isyanlar gibi isyan etmek vaziyetinde iken...“(24)
Üstâd’ın bu ifadesinden de anlaşılıyor ki; şark’ta vuku’ bulan şeyh Said’in hareketi, şapka kanunu gibi dinî inanç ve akidelerine ters düşen, benzeri kanunlara karşı bir tepki ve bir reaksiyondur.
4- Yine, şeyh Said’e yazılan mektub hakkında, Hazret-i Üstâd’ın tashih ve tasdikinden geçmiş haricen yazılan bir başka delil:
Afyon mahkemesi müdafi’lerinden Avukat Ahmet Hikmet Gönen’in yazdığı temyiz müdafaasının bir bölümünde: “...Keza şark vilâyetlerinde vaki’ isyanlara iştirak etmemesi ve teklif edenlere “Bin seneden beri Kur’ân’ı taşıyan bir millete kılınç çekemem, siz de çekmeyin” şeklinde cevab vermesi yine da’vamızı ispat eder”(25)
Üstâd Hazretleri, Avukat Hikmet Gönen’in bu parağrafının içerisindeki bir cümlesini kendi eliyle ve kalemiyle şu gelecek şekilde tashih ederek kabul etmiştir, aynen şöyle: “Bin senedenberi Kur’ânı kahramancasına taşıyan ve hizmet eden bir millete kılınç çekemem, siz de çekmeyiniz.”
5- Üstâd Hazretlerinin küçük kardeşi Molla Abdülmecid Efendi kendi hatıra defterinde hadise hakkında şunları kaydeder:
“şeyh Said hadisesinde, Van’da vali ve kumandan Sabri Bey’le birlikte, hadisenin dağılmaması için bir itfaiye vazifesini görmüştür.”(26)
6- Van’lı Molla Hamid’in Ağabeyisi Abdullah Ekinci ise, bu mevzu’da şunları söyler: “şeyh Said isyanında Üstâd Van’da idi. İsyan haberi Ankara’ya yanlış aksetmiş, Üstâd’ın da isyan ettiğini zannetmişler, çok telâş etmişlerdi.
Yükleniyor...