Mesela: N. Şahiner’in “Bilinmiyen Taraflanyla Said-i Nursî” isimli kitabında mezkûr mektubun biraz daha uzun ve değişik şekli verilirken, “Zübeyr Ağabey’in hususi not defterinden alınmıştır” diye dib notunda Zübeyr Ağabey’e atıfta bulunulmuştur. Ancak ismi verilen not defterinin klişesi verilmemiştir.

Ahmet şahin Hoca’nın, “İslâm Büyükleri” kitabında ise, mânâsı bir, fakat üslûb yönü daha değişik ifadelerle aynı mektubtan söz edilmiştir.

Az üstte arzettiğimiz gibi, adı geçen mektubun öz metni elde mevcud olmadığı için, değişik ifadelerle onu göstermeye cesaret edebilmişlerdir.

Evet, Üstâd Bediüzzaman Hazretleri şeyh Said’e hakikat olarak cevabî mektub yazmıştır. Ve kendisinin, Müslüman evlâdlarının kanını dökecek öylesi bir harekete katılmasının mümkin olmadığını yazdığı kesindir. Hem şeyh Said’in başlattığı veya başlatmak istediği hareketinden de vazgeçmesini tavsiye etmiştir. Amma dediğimiz gibi, o mektubun öz metni elde mevcud olmadığından kelimesi kelimesine metni neydi, nasıldı? bilememekteyiz.

şeyh Said’e Yazdığı Mektub ve Onun Hareketi Hakkında

Bediüzzaman Hazretleri’nin Bazı Söz ve

Beyanları ve Bazı, Tashih ve Tasdikleri

1- 1935 tarihinde Eskişehir mahkeme müdafaanamesinin bir bölümünde hadise hakkında şunları kaydeder:

“Salisen: Bundan on iki sene evvel Ankara reisleri, İngilizlere karşı Hutuvat-ı Sitte namındaki eserim ile mücahedatımı takdir edip beni oraya istediler. Gittim, gidişatları benim ihtiyarlık hissiyatıma uygun gelmedi. Bizimle beraber çalış dediler. Dedim: Yeni Said öteki dünyaya çalışmak istiyor. Sizinle beraber çalışamaz. Fakat size de ilişmez.

Evet ilişmedim.. Ve ilişenlere değil iştirak, değil temayül, belki teessüf ettim. Çünkü an’anat-ı milliye lehinde isti’mal edilebilir acib bir dehay-ı askerîyi, an’ane aleyhinde bir derece çevirmeye maalesef bir vesile oldu...”(22)

Hazret-i Üstâd’ın bu beyanından da anlaşılmaktadır ki; şeyh Said’in hareketi tamamen dinî inanç hissine tebaen vuku’ bulmuştur, başkaca bir şey değildir. Onun hareketi din namına olmakla birlikte; lâkin bir içtihad hatasıyla harekete geçmiş olduğundan, kesinlikle tasvib etmediğini de ifade etmiş bulunmaktadır.


Yükleniyor...