“Sada-yı Vicdan!
İttihad-ı Muhammedî istılâ etti ve umumun hakkıdır. Tahsis kabul etmez. Bu isim şakayı kaldırmaz, o cevher-i azimin cüz’î bir tecellisiyle seyyale-i berkiye gibi, bütün İslâm’ı ihtizaza ve âlemi lerzeye getirdi. Tabiat-i istidad-ı âlem şimdi tamamen tecellisine tahammül edemez. Tedric lâzımdır. şimdi cevher-i âliyi bir yerde hıfzetmeliyiz...”(71)
Hazret-i Üstâd gerçi “İttihad-ı Muhammedî” diyor. “şeriat” demiyor. Onun kanunlarının tatbiki demiyor. Fakat İttihad-ı Muhammedî ta’biri ile, İslâm milletlerinin din noktasında ve din milliyetinde ittihad ve ittifakları demektir. O ise ancak dinin kanun ve nizamı olan şeriat üzerine müesses olabilir. Başka türlü izahı mümkün olsa da, en başta gelen izah şekli bizce budur.
8- Mevzumuzun tamamlayıcı bir tarafı olarak da; idarecilerin gizli, sinsi kötü bir niyetleri olsa da, hücum edilmemesinin ve perdeyi kaldırmamasının lüzumlu bir İslâm siyaseti olduğunu.. Fakat hücum edilmekle, perdeyi yırtmakla o kötü niyet daha zararlı tecavüzlere yol açacağını ifade eden şu fetvasıdır:
“...Faraza bazılarının altında büyük bir fenalıkları varsa da, hücum edilmemek gerektir. Zira çok fenalık vardır ki, iyilik perdesi altında kaldıkça ve perde yırtılmadıkça, ondan tegafül edildikçe, mahdut ve mahsur kaldığı gibi.. Sâhibi de perde-i hicab ve haya altında ıslâhına çalışır. Lâkin vakta ki perde yırtılsa, haya atılır. Hücum gösterilse, fenalık fena tevessü’ eder.(72) Ben mart hadisesinde (31 Mart) şuna yakın bir hal gördüm...”(73)
9- Hükûmetlerin icraatlarına, ba’zı kusur ve kötülüklerinden dolayı memlekette karışıklık çıkararak anarşiliğe ve zulümlerin yayılmasına yol açacak olan davranışların; din adına, İslâm’ın hikmetli siyaseti adına, şeriat adına olamıyacağını.. Tam tersine onun zıddına bir hareket olup zarar getireceğine dair Üstâd’ın fetvası:
“S: Böyle cemiyet ve fırkaların (İttihad-ı Muhammedi gibi teşkilatlar) teşkilatı, hükûmetin zaiflemiş olan itaatını ve icraatını haleldar edecek. Zira temeddün-ü hakikiye el’an mazhar olamamışız.. Ve vahşet ve cehaletten de husumet ve taassup çıkıyor.
C: Bu cem’iyyete (İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti) intisaba şart olan evamir-i şeri’yeye imtisal ve nevahîden içtinab ve muhafaza-i meşruta-i
İttihad-ı Muhammedî istılâ etti ve umumun hakkıdır. Tahsis kabul etmez. Bu isim şakayı kaldırmaz, o cevher-i azimin cüz’î bir tecellisiyle seyyale-i berkiye gibi, bütün İslâm’ı ihtizaza ve âlemi lerzeye getirdi. Tabiat-i istidad-ı âlem şimdi tamamen tecellisine tahammül edemez. Tedric lâzımdır. şimdi cevher-i âliyi bir yerde hıfzetmeliyiz...”(71)
Hazret-i Üstâd gerçi “İttihad-ı Muhammedî” diyor. “şeriat” demiyor. Onun kanunlarının tatbiki demiyor. Fakat İttihad-ı Muhammedî ta’biri ile, İslâm milletlerinin din noktasında ve din milliyetinde ittihad ve ittifakları demektir. O ise ancak dinin kanun ve nizamı olan şeriat üzerine müesses olabilir. Başka türlü izahı mümkün olsa da, en başta gelen izah şekli bizce budur.
8- Mevzumuzun tamamlayıcı bir tarafı olarak da; idarecilerin gizli, sinsi kötü bir niyetleri olsa da, hücum edilmemesinin ve perdeyi kaldırmamasının lüzumlu bir İslâm siyaseti olduğunu.. Fakat hücum edilmekle, perdeyi yırtmakla o kötü niyet daha zararlı tecavüzlere yol açacağını ifade eden şu fetvasıdır:
“...Faraza bazılarının altında büyük bir fenalıkları varsa da, hücum edilmemek gerektir. Zira çok fenalık vardır ki, iyilik perdesi altında kaldıkça ve perde yırtılmadıkça, ondan tegafül edildikçe, mahdut ve mahsur kaldığı gibi.. Sâhibi de perde-i hicab ve haya altında ıslâhına çalışır. Lâkin vakta ki perde yırtılsa, haya atılır. Hücum gösterilse, fenalık fena tevessü’ eder.(72) Ben mart hadisesinde (31 Mart) şuna yakın bir hal gördüm...”(73)
9- Hükûmetlerin icraatlarına, ba’zı kusur ve kötülüklerinden dolayı memlekette karışıklık çıkararak anarşiliğe ve zulümlerin yayılmasına yol açacak olan davranışların; din adına, İslâm’ın hikmetli siyaseti adına, şeriat adına olamıyacağını.. Tam tersine onun zıddına bir hareket olup zarar getireceğine dair Üstâd’ın fetvası:
“S: Böyle cemiyet ve fırkaların (İttihad-ı Muhammedi gibi teşkilatlar) teşkilatı, hükûmetin zaiflemiş olan itaatını ve icraatını haleldar edecek. Zira temeddün-ü hakikiye el’an mazhar olamamışız.. Ve vahşet ve cehaletten de husumet ve taassup çıkıyor.
C: Bu cem’iyyete (İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti) intisaba şart olan evamir-i şeri’yeye imtisal ve nevahîden içtinab ve muhafaza-i meşruta-i
Yükleniyor...