Siyaseti Bırakması
Yeni Said-Eski Said mes’elesiyle ilgili olarak, hayatının aynı faslında içtimaî mes’elelere, dünyevî sohbetlere ve gazetelere karşı birden kesin bir içtinabı vaki’ olduğu için; siyaseti bırakması mevzuu, Yeni Said merhalesiyle bağlantılı sayılmasına sebeb olmuştur. Az üstte arza çalıştığımız gibi, Bediüzzaman Hazretleri Eski Said merhalesinden, Yeni Said âlemine geçişinin hakikatini anlamak, anlatmak idrak ve ihatamızın dışında bir keyfiyettir demiştik. Lâkin zahire sızan ve dış hayatına sirayet eden onun maddî te’siri, kendini dünyevî hadiselerden ve içtimaî, siyasi ahvalden ve dünyaya ait sohbetlerden çekmek tarzında göstermiş olduğunu ve bunun başlangıcı da 1921 yılının ortalarında görünmeye başlandığını söylemiştik.
Fakat ilk evvela, Hz. Üstâd’ın çekilip bıraktığı veya o yolla, o sırada dine hizmetin mümkin olamıyacağını anlaması, mümkin olsa da, ihlâslı ve samimi bir hizmet olamıyacağını derkederek terk ettiği siyaset hususunun mahiyetinin vuzuha kavuşturulması lâzım ve zaruridir tahmin ediyorum. şöyle ki:
Üstâd Bediüzzaman’ın da bir çok risalelerinde sık sık yazmış olduğu gibi, şu terk ettiği siyaset, ne tür ve nasıl bir siyaset idi? Veya önceleri hangi cins bir siyaset takib ediyordu? Gerçekten eskiden bir siyasî tavrı ve hali var mıydı? Vardı ise nasıldı? Neidi?..
İşte mevzuun etrafındaki bu istifhamları evvel-emirde aydınlığa kavuşturacak bir tahlilin mutlaka vapılması gerekli görülmektedir. Ve bu mes’eleyi iyice mülâhaza ederek neticesini bulmak için, Üstâd Bediüzzaman’ın Eski Said dönemindeki hayatına dönüp tetkikat yapmak icab ediyor. Oraya dönmeden önce de; “Siyaset” kelimesinin veya teriminin ma’na ve mefhumunun ne olduğunu lügat ve ıstılah ve örf taraflarını öğrenmek üzere i’timada şayan bazı merci’ ve kaynak kitaplara müracaat etmek istiyoruz:
İşte Mısır’lı büyük bir ulema hey’etinin hazırlamış olduğu “El Mu’cemül Vasit” Lügatında: “Siyaset” kelimesinin masdaarı, yani aslı ve kökü Arapçada (Sevese) kelimesidir. Bu masdardan yapılan ism-i fâil Sâis’dir.
Bunun manası ise, özetle: Terbiye eden, idare eden, ıslâha çalışan demektir.(49)
Siyaset kelimesi, ticaret işinde olursa, manası: “Serbest pazarlarda iktisadî ve malî işleri düzenlemek” demektir. Sair işler için de siyaset kelimesi uygulanabilir ve kıyaslanabilir.
Yeni Said-Eski Said mes’elesiyle ilgili olarak, hayatının aynı faslında içtimaî mes’elelere, dünyevî sohbetlere ve gazetelere karşı birden kesin bir içtinabı vaki’ olduğu için; siyaseti bırakması mevzuu, Yeni Said merhalesiyle bağlantılı sayılmasına sebeb olmuştur. Az üstte arza çalıştığımız gibi, Bediüzzaman Hazretleri Eski Said merhalesinden, Yeni Said âlemine geçişinin hakikatini anlamak, anlatmak idrak ve ihatamızın dışında bir keyfiyettir demiştik. Lâkin zahire sızan ve dış hayatına sirayet eden onun maddî te’siri, kendini dünyevî hadiselerden ve içtimaî, siyasi ahvalden ve dünyaya ait sohbetlerden çekmek tarzında göstermiş olduğunu ve bunun başlangıcı da 1921 yılının ortalarında görünmeye başlandığını söylemiştik.
Fakat ilk evvela, Hz. Üstâd’ın çekilip bıraktığı veya o yolla, o sırada dine hizmetin mümkin olamıyacağını anlaması, mümkin olsa da, ihlâslı ve samimi bir hizmet olamıyacağını derkederek terk ettiği siyaset hususunun mahiyetinin vuzuha kavuşturulması lâzım ve zaruridir tahmin ediyorum. şöyle ki:
Üstâd Bediüzzaman’ın da bir çok risalelerinde sık sık yazmış olduğu gibi, şu terk ettiği siyaset, ne tür ve nasıl bir siyaset idi? Veya önceleri hangi cins bir siyaset takib ediyordu? Gerçekten eskiden bir siyasî tavrı ve hali var mıydı? Vardı ise nasıldı? Neidi?..
İşte mevzuun etrafındaki bu istifhamları evvel-emirde aydınlığa kavuşturacak bir tahlilin mutlaka vapılması gerekli görülmektedir. Ve bu mes’eleyi iyice mülâhaza ederek neticesini bulmak için, Üstâd Bediüzzaman’ın Eski Said dönemindeki hayatına dönüp tetkikat yapmak icab ediyor. Oraya dönmeden önce de; “Siyaset” kelimesinin veya teriminin ma’na ve mefhumunun ne olduğunu lügat ve ıstılah ve örf taraflarını öğrenmek üzere i’timada şayan bazı merci’ ve kaynak kitaplara müracaat etmek istiyoruz:
İşte Mısır’lı büyük bir ulema hey’etinin hazırlamış olduğu “El Mu’cemül Vasit” Lügatında: “Siyaset” kelimesinin masdaarı, yani aslı ve kökü Arapçada (Sevese) kelimesidir. Bu masdardan yapılan ism-i fâil Sâis’dir.
Bunun manası ise, özetle: Terbiye eden, idare eden, ıslâha çalışan demektir.(49)
Siyaset kelimesi, ticaret işinde olursa, manası: “Serbest pazarlarda iktisadî ve malî işleri düzenlemek” demektir. Sair işler için de siyaset kelimesi uygulanabilir ve kıyaslanabilir.
Yükleniyor...