Hem Resulullah Efendimizin icma’ ile sabit olan evlenmiş olduğu birçok hatunundan(12) bazısından doğan kerimelerini de bu hesaba dahil edersek,(13) Onun Nûr ve şerif olan kanının ve zürriyetindeki hadsiz, payansız zerrelerin, İslâm milletinin kanlarına karışmış olması mümkündür. Bu noktadan çok insanların bu gizli ve manevi siyadet mânâsına mazhariyetleri de düşünülebilir.

İşte bu umumi imkân noktasından bazı kimselere hususî kanaat cihetiyle Seyyidlik vermek caiz olabilir. Ancak şeriat ve din hükümleri zahire göre hüküm ettikleri için, zahirde delil ve vesikası olmıyan, yani insanlar arasında şecere ve an’anesi bulunmıyanlara; hem de yalnız anadan taraf değil, babadan taraf Seyyidliği sâbit olmıyanlara Seyyidlik vermek mümkün olmamaktadır.

RİSALE-İ NUR’UN ARAŞTIRMACI ÂLİMLERİNDEN MÜHİM BİR ZAT’IN BİR DEĞERLENDİRMESİDİR

“Yukardaki nakillerde görüldüğü üzere; Üstâd Bediüzzaman Risale-i Nûr eserlerinde maddî ve sülâlevî bir seyyidliği kendi hakkında tesbit ve kabul etmezken.. Bazı Nûr talebelerine, seyyidlik mânâsını gösteren “Hasenîlik ve Hüseynilik” cihet ve hakikatını kabul ve izhâr etmiştir. Bu durum ise, yukarda nakledilen “Seyyid olmıyan, seyyidim .. Ve seyyid olan değilim. ilââhir..” mühim düsturlu kaidenin yasağına göre; bazılarının dikkatini çekmiş veya çekebilecek olan bu meselenin bir te’lifini yapmak gerekmektedir şöyle ki :

Seyyidliğinin varlığı, (yani şecere ve sülale ile ittisalini gösteren) zahir ve maddî delillerle biliniyorsa, mezkûr İslâmî kaideye göre “Seyyid değilim” diyemez. Fakat manevî keşifler ve ilhamî ilimler gibi ihtisaslara istinaden seyyidliğini bilen ve anlıyan bir kimse, “Seyyid değilim” demesine herhalde şer’i bir mahzur olmaz.. Ve böylesi bir manevî siyâdet ve dinî yüksek makâma - lûtf-ı ilahi ile - sahib ve mazhar olan zât, elbette ihlâs, mahviyet ve tevazu’ gibi yüce hasletlerin icabı olarak, kendisinin yüksek makâm ve mertebesini ileri sürmemesi uygun gelir.. Ve her halde bu nokta içindir ki; Bediüzzaman Hazretleri manevî makâm ve mertebeleri daima Risale-i Nûra ve halis talebelerinin yüksek dairesinin şahs-ı manevisine vermiştir.

Yükleniyor...