olmaktan insilah etmiş oluyordu. Bundan sonra, Bediüzzaman Hazretleri Ankara’da dört ay kadar daha kaldıktan sonra, Ankara’dan ayrılma kararını aldı. Ve 30 Haziran 1923 günü bir tren bileti aldı. Bu bilet 13 Temmuz’a kadar geçerliydi. Bilet Ankara’dan Gebze’ye kadar bir yolculuk için mu’teberdi. Bu on üç gün müddetli bilet ile, hangi gün Ankara’dan ayrıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber, kuvvetli tahmin ile 30 Haziran’da ayrılmıştır.

Ankara’dan AyrılışınIN Sebepleri

Evet, Bediüzzaman Hazretleri, ümitle, şevkle İstanbul’dan Ankara’ya gelmiş ve tasarladığı proğramlarının bir çoğu çözüme kavuşmaya yüz tutmuş ve gerçekleşmeye hazır olmuş olduğu bir anda, neden onların neticesini almadan bırakıp gittiği ve bütün o muhim hizmetleri terk ettiği hakkında az üstte hadiselerin geliş seyri içinde bir derece izahı geçmekle birlikte; Namaz hakkında neşrettiği beyannamesinin onuncu maddesinde “... Sırr-ı tevatür ve icma’ı tazammun eden hadsiz ihbaratı ve delâili dinlemeyen.. Ve safsata-i nefis ve vesvese-i şeytandan gelen bir vehmi kabul eden adamlarla hakikî ve ciddî iş görülmez. şu inkılâb-ı azimin temel taşları sağlam gerek...” ifadesiyle Ankara’dan ayrılış sebebini beyan etmiş ve kararını vermiş oluyordu ise de; ancak burada daha net ve hususîlik arz eden bir kaç temel sebepleri, bilâhare yazdığı bazı eserlerinde şöylece kaydeder:

“Bundan on iki sene evvel(39) Ankara reisleri, İngilizlere karşı Hutuvat-ı Sitte namındaki eserimle mücahedatımı takdir edip, beni oraya istediler. Gittim, gidişatları benim ihtiyarlık hissiyatıma uygun gelmedi.. “Bizimle beraber çalış” dediler. Dedim: “Yeni Said(40) öteki dünyaya çalışmak istiyor. Sizinle beraber çalışamaz. Fakat size de ilişmez.”

Evet ilişmedim ve ilişenlere değil iştirak, değil temayül, belki teessüf ettim. Çünki ân’anat-ı milliye-i İslâmiye lehinde istimal edilebilir acib bir dehay-ı askerîyi, an’ane aleyhine bir derece çevirmeye maalesef bir vesile oldu.

Evet, ben Ankara reislerinde, hususan Reis-i cumhurda muannid ve büyük deha hissettim. Ve dedim: Bu dehayı kuşkulandırmakla an’anat aleyhine çevirmek câiz değildir. Onun için ne kadar elimden gelmiş ise, dünyalarından çekildim, karışmadım...”(41)

Yükleniyor...