Zübeyr Ağabey’in not defterinden: “Millet Meclisi’nde cemaatle namaz kılınmadığını, Meclis camisinin bir odadan ibaret olduğunu Üstâd Bediüzzaman görünce; “Müslüman milletimizin meb’uslarının namaz kılmaları zarureti mevzuunda bir beyanname neşretmişti. Bu beyannameyi takdirle okuyan Kâzım Karabekir Paşa, beyannameden bir adedini de M. Kemal Paşa’ya vermiştir. Bunu meb’usan okuyunca, bir kısım cemaatle milletvekilleri namaz kılmaya başlamış, kılanlar da bunlarla beraber Birinci T.B.M.M.’de cemaat halinde namazlarını eda etmek bahtiyarlığına erişmişlerdir.” (Not Defteri, Zübeyr Gündüzalp, s: 88)
Adı geçen beyannameden bir tanesini, Bediüzzaman Kâzım Karabekir Paşa’ya, M. Kemal Paşa’ya vermesi için verir. Aynı zamanda bütün kumandanlar ve meb’uslar da o beyannameyi okurlar. Kâzım Karabekir Paşa, beyannâmeyi bizzat kendisi M. Kemal Paşa’ya okur.(16) Fakat her nedense M. Kemal Paşa buna çok hiddetlenir.
Beyannâme Ne Zaman Neşredildi
Beyannâmenin neşir tarihine geçmeden önce, o tarihe kadar Bediüzzaman’ın Ankara’daki hayatının bir özetini ve cereyan etmiş hadiseleri objektif şekilde hatırlamak için veriyoruz. İşte kuvvetli tahmin ve ayrıca da Siverek Milletvekili Mardin’li Abdulğanî Ensari’nin ifadesinden anlaşıldığına göre; Bediüzzaman Hazretleri 19 Kasım 1922’de Ankara’ya gelir. İkametgâh olarak Hacıbayram Camii’nin tekyesinin misafirhane bölümünde kalır. Ankara’ya gelir gelmez, ilk önce Ankara kal’asının başına çıkar ve orada halet-i ruhiyesinin tercümanı olan Fârisi beyitleri kaleme alır. Üç gün sonra da, yani 22 Kasım 1922 Perşembe günü Millet Meclisi’ni ziyaret eder. O günü Millet Meclisi’nde Hoş-âmedi merasimi ve alkışlamalarla, tanışmalarla geçer. Daha sonraki günlerde hükûmet ve Meclis’in a’zalarıyla tanışma ve konuşmalarla devam eder. Bu arada M. Kemal Paşa, Bediüzzaman’a büyük iltifatlarda bulunur ve taltif etmek ister. İlk başta umum Kürdistan’a şeyh Sinusî yerine üçyüz lira maaşla umumi vâizlik vazifesini teklif eder. Ayrıca da -eğer isterse- meb’usluk, Diyanet riyasetinde büyük me’muriyet ve hususî bir köşk tahsisi ve daha ne isterse yerine getirileceğini teklif eder. Daha sonraki günlerde, Medreset-üz-Zehra’sı için Meclis’e verilmiş kanun teklifi mevcut ikiyüz meb’ustan M. Kemal Paşa’nın içinde olduğu 163, diğer bazı kaynaklara göre 166 gibi kahir bir ekseriyetle kabul edilir.
Ancak tüm bu büyük ikbal va câzib tekliflere rağmen, Bediüzzaman’ın hükümetle anlaşıp uyuşamadan Ankara’yı terke karar verir. Medreset’üz-Zehra
Adı geçen beyannameden bir tanesini, Bediüzzaman Kâzım Karabekir Paşa’ya, M. Kemal Paşa’ya vermesi için verir. Aynı zamanda bütün kumandanlar ve meb’uslar da o beyannameyi okurlar. Kâzım Karabekir Paşa, beyannâmeyi bizzat kendisi M. Kemal Paşa’ya okur.(16) Fakat her nedense M. Kemal Paşa buna çok hiddetlenir.
Beyannâme Ne Zaman Neşredildi
Beyannâmenin neşir tarihine geçmeden önce, o tarihe kadar Bediüzzaman’ın Ankara’daki hayatının bir özetini ve cereyan etmiş hadiseleri objektif şekilde hatırlamak için veriyoruz. İşte kuvvetli tahmin ve ayrıca da Siverek Milletvekili Mardin’li Abdulğanî Ensari’nin ifadesinden anlaşıldığına göre; Bediüzzaman Hazretleri 19 Kasım 1922’de Ankara’ya gelir. İkametgâh olarak Hacıbayram Camii’nin tekyesinin misafirhane bölümünde kalır. Ankara’ya gelir gelmez, ilk önce Ankara kal’asının başına çıkar ve orada halet-i ruhiyesinin tercümanı olan Fârisi beyitleri kaleme alır. Üç gün sonra da, yani 22 Kasım 1922 Perşembe günü Millet Meclisi’ni ziyaret eder. O günü Millet Meclisi’nde Hoş-âmedi merasimi ve alkışlamalarla, tanışmalarla geçer. Daha sonraki günlerde hükûmet ve Meclis’in a’zalarıyla tanışma ve konuşmalarla devam eder. Bu arada M. Kemal Paşa, Bediüzzaman’a büyük iltifatlarda bulunur ve taltif etmek ister. İlk başta umum Kürdistan’a şeyh Sinusî yerine üçyüz lira maaşla umumi vâizlik vazifesini teklif eder. Ayrıca da -eğer isterse- meb’usluk, Diyanet riyasetinde büyük me’muriyet ve hususî bir köşk tahsisi ve daha ne isterse yerine getirileceğini teklif eder. Daha sonraki günlerde, Medreset-üz-Zehra’sı için Meclis’e verilmiş kanun teklifi mevcut ikiyüz meb’ustan M. Kemal Paşa’nın içinde olduğu 163, diğer bazı kaynaklara göre 166 gibi kahir bir ekseriyetle kabul edilir.
Ancak tüm bu büyük ikbal va câzib tekliflere rağmen, Bediüzzaman’ın hükümetle anlaşıp uyuşamadan Ankara’yı terke karar verir. Medreset’üz-Zehra
Yükleniyor...