ALTINCI HATVESİ
Derki: Bana karşı mukavemetiniz beyhudedir. Müttefikiniz beraberken yapamadığınız şeyi, şimdi nasıl yapacaksınız?
şu vesveseye karşı deriz:
En ziyade hile ve fitne kuvvetiyle ayakda duran azametli kuvvetin bizi ye’se düşürmüyor.
Evvela: Hile ve fitne perde altında kaldıkça te’sir eder. Zahire çıkmakla iflas eder, kuvveti söner. Perde öyle yırtılmış ki; senin yalanın, hilen, fitnen, hezeyana, maskaralığa inkılâb edip akim kalıyor. Anadolu’ya karşı gibi...
Saniyen: O kof kuvvetini, yüzde doksanı sana karşı i’tilaf kabul etmez muhasim bir cereyan, atalete mahkum ediyor. Fazla kalan kuvvetinle, derd ve dermanda müşterek olan alem-i İslâm’ı susturacak, tepretmiyecek derecede eskisi gibi bir istibtad altında tutmaya ihtimal versen, şeytan iken eşeğin eşeği olursun!(*)
Salisen: Madem ki öldürüyorsun..Ölmek iki surettedir.
Birinci Suret: Senin ayağına düşmek teslim olmak suretinde; ruhumuzu, vicdanımızı ellerimizle öldürmek.. cesedi de gûya ruhumuza kısasen sana telef ettirmektir.
İkinci Suret: Senin yüzüne tükürmek, gözüne tokat vurmakla, ruh ve kalbimiz sağ kalır. Ceset de şehid olur. Akide faziletimizi tahkir edilmez, İslâmiyet’in izzetiyle istihza edilmez...
Elhasıl: İslâmiyet muhabbeti, senin husumetini istilzam eder. Cebrail, şeytan ile barışamaz.
Siyasetimizde en acınacak, en ebleh bir akıl varsa, o da öylelerin aklıdır ki, (İNG) ihtiras ve manfaatını, İslâmiyet menfaat ve izzetiyle kabil-i tevfik görüyor.(1) Çünkü, öyle bir şarta hayatımızı tâlik ediyor ki, muhâl ender muhâldir.
Der: “Yaşayınız. Fakat bir tek adam bana hıyânet etse yakarım, yıkarım!”
şayet, bir adam hakka sadakat namına onun kâfirane zulmüne karşı hıyânet etse, Ayasofya’ya iltica etse, milyarlara değer o mukaddes binayı harab eder.. Veyahud, bir köyde ona bir hain bulunsa, çoluk çocuğuyla mahvetmek, veya bir cemaatta ona muzır biri varsa cemaatı ifnâ etmek her vakit kendinde selâhiyet görüyor. Lânet o medeniyet ki, ona o selâhiyeti vermiş... Acaba, bütün millet bir kalbde -hem münafık, hançer zulmünden mütelezziz olacak ahmak bir kalbde- ittifakından daha muhâl ne var?..
Derki: Bana karşı mukavemetiniz beyhudedir. Müttefikiniz beraberken yapamadığınız şeyi, şimdi nasıl yapacaksınız?
şu vesveseye karşı deriz:
En ziyade hile ve fitne kuvvetiyle ayakda duran azametli kuvvetin bizi ye’se düşürmüyor.
Evvela: Hile ve fitne perde altında kaldıkça te’sir eder. Zahire çıkmakla iflas eder, kuvveti söner. Perde öyle yırtılmış ki; senin yalanın, hilen, fitnen, hezeyana, maskaralığa inkılâb edip akim kalıyor. Anadolu’ya karşı gibi...
Saniyen: O kof kuvvetini, yüzde doksanı sana karşı i’tilaf kabul etmez muhasim bir cereyan, atalete mahkum ediyor. Fazla kalan kuvvetinle, derd ve dermanda müşterek olan alem-i İslâm’ı susturacak, tepretmiyecek derecede eskisi gibi bir istibtad altında tutmaya ihtimal versen, şeytan iken eşeğin eşeği olursun!(*)
Salisen: Madem ki öldürüyorsun..Ölmek iki surettedir.
Birinci Suret: Senin ayağına düşmek teslim olmak suretinde; ruhumuzu, vicdanımızı ellerimizle öldürmek.. cesedi de gûya ruhumuza kısasen sana telef ettirmektir.
İkinci Suret: Senin yüzüne tükürmek, gözüne tokat vurmakla, ruh ve kalbimiz sağ kalır. Ceset de şehid olur. Akide faziletimizi tahkir edilmez, İslâmiyet’in izzetiyle istihza edilmez...
Elhasıl: İslâmiyet muhabbeti, senin husumetini istilzam eder. Cebrail, şeytan ile barışamaz.
Siyasetimizde en acınacak, en ebleh bir akıl varsa, o da öylelerin aklıdır ki, (İNG) ihtiras ve manfaatını, İslâmiyet menfaat ve izzetiyle kabil-i tevfik görüyor.(1) Çünkü, öyle bir şarta hayatımızı tâlik ediyor ki, muhâl ender muhâldir.
Der: “Yaşayınız. Fakat bir tek adam bana hıyânet etse yakarım, yıkarım!”
şayet, bir adam hakka sadakat namına onun kâfirane zulmüne karşı hıyânet etse, Ayasofya’ya iltica etse, milyarlara değer o mukaddes binayı harab eder.. Veyahud, bir köyde ona bir hain bulunsa, çoluk çocuğuyla mahvetmek, veya bir cemaatta ona muzır biri varsa cemaatı ifnâ etmek her vakit kendinde selâhiyet görüyor. Lânet o medeniyet ki, ona o selâhiyeti vermiş... Acaba, bütün millet bir kalbde -hem münafık, hançer zulmünden mütelezziz olacak ahmak bir kalbde- ittifakından daha muhâl ne var?..
Yükleniyor...