Mesela birisinin bir sıfatından darılsa; mecma-i evsaf-ı ma'sume olan şahsına, hatta ehibbasına, hatta meslekdaşına zulmünü teşmil eder ya karşı temerrüd eder.

Mesela, muhteris bir intikam veya müntakim bir hilâf ile bir kere demiş: “İslâm mağlub olacak, kalbi parçalanacak” sırf o müraî ruhtan gelen, yalancı fikirden çıkan meş'um sözünü doğru göstermek için, İslâm mağlubiyetini, İslâm perişaniyetini arzu eder, alkışlar. Hasmın darbesinden mütelezziz olur. İşte şu alkışı ve gaddar telezzüzüdür ki; mecruh İslâm’ı müşkil mevki'de bırakmış. Zira hançerini İslâm’ın çiğerine saplamış olan hasım, sükût et! demiyor. Alkışla, mütelezziz ol, beni sev diyor. Onları misal gösteriyor.

İşte, size dehşetli bir günah ve zulüm ki; ancak haşirdeki mizan tartabilir vekis aleyha!..”

Bu ahirki beyan ve izah bence çok açık ve sarihtir. Ayrıca açıklamasına ihtiyaç yoktur. İslâm hamiyetini, memleket gayretini, milliyetperverlik hissini taşıyanların kulakları çınlasın!..

DüNYEVî MECLiSiN SON BiR SUALi DE şÖYLEDiR:

“Denildi: Mağlubiyet malûmdu. Biz bilirdik, bilerek bizi belâya attılar?

Dedim: Acaba Hindenburg gibi dehşetli insanların nazarına, nazarî kalmış olan gaye-i harp (Harbin neticesi) sizin gibi acemilere nasıl ma'lum ve bedihî olabilir. Acaba fikir dediğiniz şey, -Eliyazübillah- arzu olmasın? Ba'zen zalimâne intikam-ı şahsî, arzuya fikir suretini giydirir. Yahu, pis bir çamura düşmüşsünüz. Misk ü amber diye yüzünüze, gözünüze bulaştırmaya ne mânâ var?

İşte misalîlerin münevver gece meclisinde.. ve dünyevîlerin muzlim gündüz mahfelinde akıldan akma değil, kalbden çıkan beyanatım! .. istersen kabul et, ister etme! anlamak şartıyla...

İster al gûş-ı kabul-ı cana, ister hiddet et!”(41)

Bediüzzaman Hazretleri cevabının şu son satırlarında: “Benim gerek hadise-i ruhaniyemdeki nurlu meclisinde olsun, gerekse gündüzleyin siyasîlerin karanlık mahfellerinde sordukları sual ve düşüncelerine verdiğim cevablar olsun, aklî bir düşüncem değillerdir. Belki kalbimin içinden kaynayıp çıkan beyanlarımdırlar. Söylediklerimin selim bir akıl, sağlam bir kafa ile mukayesesini yapmak şartıyla, kabul etmek veya etmemek size aittir.

Yükleniyor...