ve bekay-i İstiklaliyet-i İslâm için farz-ı kifaye-i cihadı deruhde ile kendini yek-vücut olan alem-i İslâm’a fedaya vazifedar ve hilâfete bayraktar görmüş olan bu Devlet-i İslâmiye’nin felâketi; âlem-i İslâm’ın saadet-i müstakbelesi ile telâfî edilecektir. Zira şu musibet, maye-i hayatımız ve ab-ı hayatımız olan Uhuvvet-i İslâmiye’nin inkişaf ve ihtizazını harikul'ade ta'cil etti.

Biz incinirken, âlem-i İslâm ağlıyor. Avrupa ziyade incitse, bağıracaktır. şayet ölsek, yirmi öleceğiz, üçyüz dirileceğiz. Harikalar asrındayız. İki üç sene mevtten sonra meydanda dirilenler var. Biz bu mağlûbiyetle bir saadet-i acile-i muvakkate kaybettik, fakat bir saadet-i âcile-i müstemirre bizi bekliyor. Pek cüz'î ve mutehavvil ve mahdut olan hali, geniş istikbal ile mübadele eden kazanır...

Birden meclis tarafından denildi: “İzah et!”

Dedim: Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki' ediyor. Zira beşer esir olmak istemediği gibi, ecir olmak da istemez. Gâlib olsaydık; hasmımız ve düşmanımız elindeki cereyan-ı müstebidaneye belki daha şedidane kapılacak idik. Halbuki o cereyan, hem zalimâne, hem tabiat-ı Alem-i İslâm’a münafî, hem ehl-i imânın ekseriyet-i mutlakasının menfaatine mübayin, hem ömrü kısa, parçalanmaya namzettir. Eğer ona yapışsa idik; Alem-i İslâm’ı fıtratına, tabiatına muhalif bir yola sürecek idik. şu medeniyet-i habise ki, biz ondan yalnız zarar gördük.. Ve nazar-ı şeriatta merdud ve seyyiatı hasenatına galebe ettiğinden, maslâhat-ı beşer fetvasiyle mensuh.. Ve intibah-ı beşerle mahkûm-u inkıraz; sefih, mütemerrid gaddar, ma'nen vahşî bir medeniyetin himayesini Asya'da deruhde edecektik.

Meclisten biri dedi: "Neden şeriat şu medeniyeti reddeder?"

Dedim: Çünkü beş menfi esas üzerine teessüs etmiştir.

Nokta-i istinadı kuvvettir. O ise, şe'ni tecavüzdür

Hedef-i kasdı menfaattir. O ise şe'ni tezahümdür.

Hayatta düstûrü, cidaldir. O ise şe'ni tenazu'dur.

Kitleler mabeynindeki rabıtası, aheri yutmakla beslenen unsuriyet ve menfi milliyettir. O ise, şe'ni böyle müthiş tesadumdur.

Cazibedar hizmeti, heva ve hevesi teşci' ve arzularını tatmin ve metalibini teshildir. O heva ise, şe'ni, insaniyyeti derece-i melekiyeden dereke-i kelbiyete indirmektir. İnsanın mesh-i manevisine sebep olmaktır. Bu medenilerden çoğu, eğer içi dışına çevrilse; kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu görülecek gibi hayale gelir.

İşte onun için bu medeniyet-i hazıra, beşerin yüzde seksenini meşakkate, şekavete atmış.. Onu'nu mümevveh saadete çıkarmış. Diğer onu da


Yükleniyor...