Bediüzzaman Hazretleri’nin nesebi ile ilgili, yukarıda izahı yapılan rivayetlerin dışında, Târihçi Cemal Kutay’ın bir başka rivayeti üzerinde de duralım. Diyor ki: “Said Nûr 1873-1290 senesinde(21) Bitlis sancağının (şimdi vilayet) Hizan nahiyesinin (şimdi kaza) “Nurs” Köyünde doğmuştur. Bu çevre, Târihçi İdris-i Bitlisi’nin ifadesine göre, Cengiz Han istilâsının önüne kattığı . Harzem-Horasan Türklerinin yerleştiği bölgedir ve İran Selçuklularından sonra devamlı bir Fars kültürünün te’sirinde kalmıştır.”
Babasının ismi Mirza idi. Bu isim daha çok Azerî Türklerinde “bey, ağa” müteradifi olarak kullanılan tabirdi. Rahmetli Hamdullah Subhî Tanrıöver: “Said Nûr’un Türk Ocağı’na sık geldiğini ve bir gün “Benim dedemin de adı Mirza imiş. Bu Mirza’nın bir önü ve arkası olacak. Dedemin babasının ismi de “Kumral” imiş. Ben Kürtçede böyle bir isim bulamıyorum” dediğini anlatıyor.(22)
Sayın Kutay’ın bu rivayetinin bir kısmının yukarıda tahlili yapıldı. Yalnız bir-iki yönünü ele almak isterim:
Evvelâ: Hamdullah Suphi Tanrıöver’in, bu rivayeti kime anlattığı, hangi kitaplarında, makalesinde yazdığı beyân edilmemiş.. Oysaki: “falankes böyle dedi” sözünün geçerli olması için: “Falan tarihte, falan yerde falan-fılanların yanında bana söyledi.” Yahut da cemaate söyledi. Eğer yazılı ise falanca kitabında veya makalesinde yazdı.” diye kaydedilmesi lazımdır. Böylelikle Kutay’ın bu rivayeti ilmîlik yönünden sakattır, vesikalıktan da mahrumdur...
Saniyen, “Târihçi İdris-i Bitlisi’nin ifadesine göre” diye kaydettiği hüküm, acaba Bitlisî’nin hangi kitabında mevcuttur? Bitlisî’nin -bildiğimize göre- tarih ile ilgili bir “şerefname”si, bir de “Heşt-Behişt”i vardır. şerefname’nin ne Hizan maddesinde, ne de Celâleddin-i Harzemşah beyânında, anlatıldığı şekilde bir kayda rastlanmamaktadır. Peki başka hangi kitabında vardır?..
Bitlisî’nin, aslı Farsça olan “şerefname” sinin 320, 478, 481 ve 482’inci sâhifelerinde Celâleddin-i Harzemşah’ın durumundan bahsetmektedir. 478 ve 481’inci sâhifelerinde şöyle der: “Sultan Celâleddin, Cengiz’in İran’ı istilâsı önünden çekilerek Bitlis’e sığındığı zaman, Bitlis’in Emiri “Melik Eşref” idi. Bir müddet sonra, Cengiz Han’ın ölüm haberi üzerine Moğolların İran dan çekilmeğe başlamalarıyla, Sultan Celâleddin-i Harzemşah, geri dönüp Moğolları Hindistan içlerine kadar kovdu. Fakat Moğolların tekrar toparlanıp İran üstüne saldırışa geçmeleri üzerine, Sultan Celâleddin, Hicrî 625’de İran’dan çekilerek Erivan ve Ermenistan tarafından Tiflis’e sığındı.
Babasının ismi Mirza idi. Bu isim daha çok Azerî Türklerinde “bey, ağa” müteradifi olarak kullanılan tabirdi. Rahmetli Hamdullah Subhî Tanrıöver: “Said Nûr’un Türk Ocağı’na sık geldiğini ve bir gün “Benim dedemin de adı Mirza imiş. Bu Mirza’nın bir önü ve arkası olacak. Dedemin babasının ismi de “Kumral” imiş. Ben Kürtçede böyle bir isim bulamıyorum” dediğini anlatıyor.(22)
Sayın Kutay’ın bu rivayetinin bir kısmının yukarıda tahlili yapıldı. Yalnız bir-iki yönünü ele almak isterim:
Evvelâ: Hamdullah Suphi Tanrıöver’in, bu rivayeti kime anlattığı, hangi kitaplarında, makalesinde yazdığı beyân edilmemiş.. Oysaki: “falankes böyle dedi” sözünün geçerli olması için: “Falan tarihte, falan yerde falan-fılanların yanında bana söyledi.” Yahut da cemaate söyledi. Eğer yazılı ise falanca kitabında veya makalesinde yazdı.” diye kaydedilmesi lazımdır. Böylelikle Kutay’ın bu rivayeti ilmîlik yönünden sakattır, vesikalıktan da mahrumdur...
Saniyen, “Târihçi İdris-i Bitlisi’nin ifadesine göre” diye kaydettiği hüküm, acaba Bitlisî’nin hangi kitabında mevcuttur? Bitlisî’nin -bildiğimize göre- tarih ile ilgili bir “şerefname”si, bir de “Heşt-Behişt”i vardır. şerefname’nin ne Hizan maddesinde, ne de Celâleddin-i Harzemşah beyânında, anlatıldığı şekilde bir kayda rastlanmamaktadır. Peki başka hangi kitabında vardır?..
Bitlisî’nin, aslı Farsça olan “şerefname” sinin 320, 478, 481 ve 482’inci sâhifelerinde Celâleddin-i Harzemşah’ın durumundan bahsetmektedir. 478 ve 481’inci sâhifelerinde şöyle der: “Sultan Celâleddin, Cengiz’in İran’ı istilâsı önünden çekilerek Bitlis’e sığındığı zaman, Bitlis’in Emiri “Melik Eşref” idi. Bir müddet sonra, Cengiz Han’ın ölüm haberi üzerine Moğolların İran dan çekilmeğe başlamalarıyla, Sultan Celâleddin-i Harzemşah, geri dönüp Moğolları Hindistan içlerine kadar kovdu. Fakat Moğolların tekrar toparlanıp İran üstüne saldırışa geçmeleri üzerine, Sultan Celâleddin, Hicrî 625’de İran’dan çekilerek Erivan ve Ermenistan tarafından Tiflis’e sığındı.
Yükleniyor...