“Ruslarla şark cephesinde muharebe ederken, yaralanmış, esir düşmüştü. Enver’e ve Enver’in kendisine hususî muhabbet ve alâkası vardı. Sürüldüğü Sibirya’dan Enver’le muhabere ve Rusların vaziyetine dair, başka menba’lardan öğrenmemiz mümkin olmıyan malûmat veriyordu.”
“Bediüzzaman’dan, 1917 başlarında Müslüman bir Türk taciri vasıtasıyla aldığı mektupta, Rusya’da Çarlık’ı devirecek mahiyette bir ihtilâlin hazırlandığı haberini aldığını söylemiş. Kalbî temennilerimize rağmen ihtimal vermemiştik.”
“Harbin kaderini değiştirecek olan bu haber 12 Mart 1917'de Alman menba’larından te’yid edildi. Çar, iktidarı Krenksiki’ye bırakmak mecburiyetinde kaldı”
Tercüman’da neşredilen bu yazı gerçi Cemal Kutay'ın kaleminden çıktı.. Ve yine adeti üzere Tal'ât Paşa’dan, hatıra defterinden hiç bir belge ve vesika ibraz etmedi, edemedi. Hem yine Üstâd Bediüzzaman için Teşkilât-ı Mahsusa ve Alman denizaltılarıyla Libya’ya gitti vesaire ile başladı. Fakat bu mevzua ve Tal’ât Paşa’nın ifadelerindeki hususa, Bediüzzaman'ın ifadelerindeki hakikatler birbirine tetabuk etmesi ve gerçekten Enver Paşa ile aralarındaki hususi alâkalarının mevcudiyeti cihetiyle, doğru bir haber olmasına büyük bir ihtimalle kanaat gelebilir.
Çünki, mesela Rusya'da ilk başta kıpırdanan isyan hareketleri sosyalistlik adı altında bir hareket olduğu için, Bediüzzaman Hazretleri esaret dönüşünde İstanbul'da kaleme alıp tab' ettirdiği Rümûz isimli risalesinde şöyle yazmıştı:
“şimdi şark'ta müthiş bir silâh i'mal ediliyor. Bunun hak kısmına sahip olmalı. Yoksa yine küssek, onu da Hıristiyanlık İslâmiyet aleyhinde isti’mal edecekler. Buna karşı dayanılmaz. Cumhur-ı avama müteveccih olan bir fikir, bir kudsiyet almazsa söner. O desatire kudsiyet verecek iki muazzam rakib din var. şu keskin fikir gözünü açtığı vakit, hasmını ve hasmının elindeki silâhını Hıristiyanlık dini bulmuştur. Öyle ise, o fikir kudsiyet almak için, İslâmiyet’e dehalet etmeye mecburdur...”(309)
Bediüzzaman'ın naklettiğimiz bu yazısında öyle bir hareketi keşfetmesi yanında, gerçekten de Rusya'da ilk ayaklanma hareketi sosyalistlikle başladı. İhtilal gerçekleşince de, din ve mukaddesat tanımayan bolşevikliğe dönüştü. Yalnız Rusya'daki Hıristiyan Ortodoks papazlarından doksan bininin katliyle dine karşı olan müthiş adavetini gösterdi.. Ve yine gerçekten Bediüzzaman’ın dediği gibi; o fikir ve hareket gözünü açar açmaz, karşısında müthiş düşman ve engel olarak Hıristiyanlık dinini buldu.
Evet, Bediüzzaman Hazretleri Rus esaretinden döndükten sonra, dünyanın başına büyük bir belâ olarak tırmanmaya başlıyan o hareketi, etkisiz
“Bediüzzaman’dan, 1917 başlarında Müslüman bir Türk taciri vasıtasıyla aldığı mektupta, Rusya’da Çarlık’ı devirecek mahiyette bir ihtilâlin hazırlandığı haberini aldığını söylemiş. Kalbî temennilerimize rağmen ihtimal vermemiştik.”
“Harbin kaderini değiştirecek olan bu haber 12 Mart 1917'de Alman menba’larından te’yid edildi. Çar, iktidarı Krenksiki’ye bırakmak mecburiyetinde kaldı”
Tercüman’da neşredilen bu yazı gerçi Cemal Kutay'ın kaleminden çıktı.. Ve yine adeti üzere Tal'ât Paşa’dan, hatıra defterinden hiç bir belge ve vesika ibraz etmedi, edemedi. Hem yine Üstâd Bediüzzaman için Teşkilât-ı Mahsusa ve Alman denizaltılarıyla Libya’ya gitti vesaire ile başladı. Fakat bu mevzua ve Tal’ât Paşa’nın ifadelerindeki hususa, Bediüzzaman'ın ifadelerindeki hakikatler birbirine tetabuk etmesi ve gerçekten Enver Paşa ile aralarındaki hususi alâkalarının mevcudiyeti cihetiyle, doğru bir haber olmasına büyük bir ihtimalle kanaat gelebilir.
Çünki, mesela Rusya'da ilk başta kıpırdanan isyan hareketleri sosyalistlik adı altında bir hareket olduğu için, Bediüzzaman Hazretleri esaret dönüşünde İstanbul'da kaleme alıp tab' ettirdiği Rümûz isimli risalesinde şöyle yazmıştı:
“şimdi şark'ta müthiş bir silâh i'mal ediliyor. Bunun hak kısmına sahip olmalı. Yoksa yine küssek, onu da Hıristiyanlık İslâmiyet aleyhinde isti’mal edecekler. Buna karşı dayanılmaz. Cumhur-ı avama müteveccih olan bir fikir, bir kudsiyet almazsa söner. O desatire kudsiyet verecek iki muazzam rakib din var. şu keskin fikir gözünü açtığı vakit, hasmını ve hasmının elindeki silâhını Hıristiyanlık dini bulmuştur. Öyle ise, o fikir kudsiyet almak için, İslâmiyet’e dehalet etmeye mecburdur...”(309)
Bediüzzaman'ın naklettiğimiz bu yazısında öyle bir hareketi keşfetmesi yanında, gerçekten de Rusya'da ilk ayaklanma hareketi sosyalistlikle başladı. İhtilal gerçekleşince de, din ve mukaddesat tanımayan bolşevikliğe dönüştü. Yalnız Rusya'daki Hıristiyan Ortodoks papazlarından doksan bininin katliyle dine karşı olan müthiş adavetini gösterdi.. Ve yine gerçekten Bediüzzaman’ın dediği gibi; o fikir ve hareket gözünü açar açmaz, karşısında müthiş düşman ve engel olarak Hıristiyanlık dinini buldu.
Evet, Bediüzzaman Hazretleri Rus esaretinden döndükten sonra, dünyanın başına büyük bir belâ olarak tırmanmaya başlıyan o hareketi, etkisiz
Yükleniyor...