8 Mart (21 Mart) sabahleyin yola çıkartıldık. Hava soğuk karla karışık yağmur yağıyor, elbisemiz su içinde kaldı. Akşama yakın yine bir harabe köyde karar ettik. Gece ocak yakarak bir parça elbisemizi kuruttuk.
9 Mart (22 Mart) gölün sahilini takiben yola koyulduk. Pek bataklıklı ve müruru suubet-amiz geçitlerinden bin müşkilatla mürur ettik. Gece, harabe bir karyenin kilisesinde ikamet ettik. Burada bir telefon merkezi vardı. Rus askerleri birer parça kendi istihkaklarından ekmek verdiler.
10 Mart (23 Mart) güneş henüz çıkmaya başlamıştı, kafile yol aldı. Hava açık, şems mevcudiyetiyle bizi şad ediyordu. Akşamleyin gölün kenarında bir kaç Ermeni evi ile meskûn bir köye indik. Burada birer et konservesi, ekmek, şeker verdiler. Rusların bir bölüğü burada ikamet ediyordu.
11 Mart (24 Mart) sabahleyin esterlere râkiben yola çıktık... Öğleden sonra Vestan'a (Gevaş'a) geldik. Rusların yaptıkları güzel zeminliklere indik. Burada yemek, çay, şeker verdiler. Sobaları mükemmel. Tahtadan yatak mahalleri de vardı. Burada efrâddan tecrid(1) edildik.
12 Mart (25 Mart) yine esterlere (katır) râkiben yola çıktık. İkindi vakti Van'a dahil olduk. Van'da Molla Said (Bediüzzaman hazretleri) ile bana ve birde hizmetçiye mahsus olmak üzere, üç kişiye mahsus bir oda verdiler. Burada dört gün kaldık. Kumandan hergün ziyarete gelir, rahatımızı sual ederdi...
16 Mart (29 Mart) Van'dan nakliye arabaları ile sevkedildik. Akşamleyin Erçek’e geldik. Burası bütün Ermenilerle meskûn idi. Molla Said’i (Bediüzzaman Hazretleri) tanıdılar. Esna-i teşhirde nahiye halkı başımıza yığıldı. Tekfir ve tahkir ediyorlardı. Gece hayatımıza sû-i kastta bulunacakları anlaşıldı. Bu sû-i kasddan halâsımız hususunda muhafız neferlerden Seyfullah isimli birisinin (Rusya müslümanlarından) büyük yardımı oldu. Geceyi havf, telaş içinde geçirdik. Sabahleyin kumandan karısı ile beraber ziyaretimize geldi. Yanlarında on oniki yaşlarında bir müslüman çocuğu vardı.
Mükrim kumandan (ikram etmeyi seven) bize son derece i'zaz ve ikram etti. Haremi en ziyade Ermenilere düşman bir Rus kadını idi. Hatta bize, hükûmetimizin Ermenilerin ifnası ile gayet iyi bir iş yaptığını ve hepsini itlaf edememekle bir kusur yaptığını az bildiği bir Türkçe ile anlattı.
(Bu makamda, kumandanın yanındaki on iki yaşındaki çocuğun Bitlis müslümanlarından muhterem bir zatın oğlu olduğunu ve Ermeniler tarafından efrâd-ı ailesinin pek feci' şekilde öldürüldüğünü ve saire uzunca macerası kayıtlıdır. Biz o acıklı macerayı buraya almıyoruz, sadece son kısmından bir iki cümle alıyoruz.)
9 Mart (22 Mart) gölün sahilini takiben yola koyulduk. Pek bataklıklı ve müruru suubet-amiz geçitlerinden bin müşkilatla mürur ettik. Gece, harabe bir karyenin kilisesinde ikamet ettik. Burada bir telefon merkezi vardı. Rus askerleri birer parça kendi istihkaklarından ekmek verdiler.
10 Mart (23 Mart) güneş henüz çıkmaya başlamıştı, kafile yol aldı. Hava açık, şems mevcudiyetiyle bizi şad ediyordu. Akşamleyin gölün kenarında bir kaç Ermeni evi ile meskûn bir köye indik. Burada birer et konservesi, ekmek, şeker verdiler. Rusların bir bölüğü burada ikamet ediyordu.
11 Mart (24 Mart) sabahleyin esterlere râkiben yola çıktık... Öğleden sonra Vestan'a (Gevaş'a) geldik. Rusların yaptıkları güzel zeminliklere indik. Burada yemek, çay, şeker verdiler. Sobaları mükemmel. Tahtadan yatak mahalleri de vardı. Burada efrâddan tecrid(1) edildik.
12 Mart (25 Mart) yine esterlere (katır) râkiben yola çıktık. İkindi vakti Van'a dahil olduk. Van'da Molla Said (Bediüzzaman hazretleri) ile bana ve birde hizmetçiye mahsus olmak üzere, üç kişiye mahsus bir oda verdiler. Burada dört gün kaldık. Kumandan hergün ziyarete gelir, rahatımızı sual ederdi...
16 Mart (29 Mart) Van'dan nakliye arabaları ile sevkedildik. Akşamleyin Erçek’e geldik. Burası bütün Ermenilerle meskûn idi. Molla Said’i (Bediüzzaman Hazretleri) tanıdılar. Esna-i teşhirde nahiye halkı başımıza yığıldı. Tekfir ve tahkir ediyorlardı. Gece hayatımıza sû-i kastta bulunacakları anlaşıldı. Bu sû-i kasddan halâsımız hususunda muhafız neferlerden Seyfullah isimli birisinin (Rusya müslümanlarından) büyük yardımı oldu. Geceyi havf, telaş içinde geçirdik. Sabahleyin kumandan karısı ile beraber ziyaretimize geldi. Yanlarında on oniki yaşlarında bir müslüman çocuğu vardı.
Mükrim kumandan (ikram etmeyi seven) bize son derece i'zaz ve ikram etti. Haremi en ziyade Ermenilere düşman bir Rus kadını idi. Hatta bize, hükûmetimizin Ermenilerin ifnası ile gayet iyi bir iş yaptığını ve hepsini itlaf edememekle bir kusur yaptığını az bildiği bir Türkçe ile anlattı.
(Bu makamda, kumandanın yanındaki on iki yaşındaki çocuğun Bitlis müslümanlarından muhterem bir zatın oğlu olduğunu ve Ermeniler tarafından efrâd-ı ailesinin pek feci' şekilde öldürüldüğünü ve saire uzunca macerası kayıtlıdır. Biz o acıklı macerayı buraya almıyoruz, sadece son kısmından bir iki cümle alıyoruz.)
Yükleniyor...