o Kazaklara karşı koymuş ve ahalinin hepsinin kurtulmasını sağlamıştır. Hatta hücum eden Kazaklara dehşet vermek için, geceleyin onların üstündeki yüksek bir tepeye hücum tarzında çıkıyor, güya büyük bir imdat kuvveti gelmiş zannettirerek Kazakları oyalayıp ilerletmiyordu. Böylelikle Vestan'ın Rus istilâsından kurtulmasına sebep olmuştur.

Bu muharebede yirmi kadar talebesi ve İşarat-ül İ’caz tefsirinin kıymettar kâtibi Molla Habib, İran cephesinde kumandan Halil Paşa ile mühim bir muharebe vazifesini ifa ettikten sonra, gelip burada şehit düşer.

Bir müddet sonra Ruslar Van ve Muş tarafını istilâ edip, üç fırka ile Bitlis üzerine hücuma geçtikleri sırada, Bitlis Valisi Memduh Bey ve kumandan Kel Ali Bediüzzaman'a:

“Elimizde bir tabur asker ve ikibin kadar gönüllümüz var. Biz geri çekilmeye mecburuz” dediler.

Bediüzzaman onlara:

Etraftan kaçıp gelen ahalinin ve Bitlis halkının malları, çoluk ve çocukları düşman eline geçecek. Biz mahvoluncaya kadar dört-beş gün mukavemete mecburuz. Bunun üzerine onlar:

Muş'un sükût etmesi(*) dolayısıyla, otuz topumuzu askerler bu tarafa kaçırmaya çalışıyorlar. Eğer sen otuz topu(274) gönüllülerinle ele geçirebilirsen, bir kaç gün o toplarla mukabele ederiz, ahali de kurtulur dediler.

Beduüzzaman, “öyle ise, ben ya ölürüm ya o topları getiririm,” diyerek üçyüz gönüllüsünün başına geçti ve geceleyin Nurşin tarafına topların getirildiği cihete gitti. Topları takip eden bir alay Rus Kazağına, kendi muhbirleri vasıtasıyla: “Bitlis’i müdafaa eden gönüllü kumandanı üçbin adamla ve ve dağdaki meşhur Musa Bey(275) bin

Yükleniyor...