Başka bir bölümde, Sultan Reşad’ın tahta geçmesiyle, Enver Paşa'nın riyaseti altında yeniden bu teşkilâtın kurulduğunu ve Bediüzzaman’ın fa'al ve aktif bir üye olarak buna katıldığını kaydeder ve hakeza... (Bak: Çağımızda Bir Asr-ı Saadet Müslümanı s: 238)(*)
Biz bir an için, C. Kutay'ın anlattığı paralelde Bediüzzaman’ın İkinci Meşrûtiyet’in i’lânını müteakip İttihad ve Terakki erkâniyle tanıştıktan sonra, o teşkilata dahil olduğunu kabul edelim. Ancak buna karşılık Üstâd Bediüzzaman'ın aynı dönemde yazdığı ve söylediği sözleri ise, bunu ve benzeri şeyleri reddetmekte ve buna zıd olduğu görülmektedir. şöyle diyor:
“Herkesin şevkini kıran ve neşesini kaçıran ve ağraz ve hiss-i taraftarlığı uyandıran ve sebeb-i tefrika olan Cem’iyyat-ı avamiyenin teşkiline sebebiyet veren meşrûtiyet-ül isim ve müstebid-ül ma'na İttihad ve Terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i hafiyeye muhalefet ettim.”(249)
Bediüzzaman’ın bu ifadesi, bence gayet sarih olarak, İttihad ve Terakki’nin kurduğu gerek “gizli şube”(1) gerekse “Teşkilat-ı Mahsusa”nın mahiyet ve karakterini gösterdiği gibi, ona muhalefet edip zıddına hareket ettiğini, değil o gibi teşkilatlara dahil olmak, dost olmak; tam tersine onun faaliyetlerini ifsad kabul ederek, kendi bildiği yolda devam ettiğini göstermektedir.
Ama asıl “Teşkilat-ı mahsusa”, 1913’te kuruldu diyenler varsa da, bu teşkilat hakkında derinlemesine araştırma yapan Amerikalı Dr. Philip H. Stodoard “Teşkilat-ı mahsusa” adlı eseri ile; onun yanında hadiseleri bizzat yaşamış ve bir çok kitaplar bırakmış, uzun seneler “Serbestî” gazetesini çıkarmış Mevlânzade Rifat’ın “İttihad ve Terakki ve Türkiye İnkılabının İç Yüzü” kitabında ise, Teşkilat-ı mahsusanın 1915 Nisanı’nda kurulduğunda ittifak ediyorlar. Dr. Philip kitabında, Eşref Sencer Kuşçubaşı Teşkilat-ı Mahsusa’nın umumi
Biz bir an için, C. Kutay'ın anlattığı paralelde Bediüzzaman’ın İkinci Meşrûtiyet’in i’lânını müteakip İttihad ve Terakki erkâniyle tanıştıktan sonra, o teşkilata dahil olduğunu kabul edelim. Ancak buna karşılık Üstâd Bediüzzaman'ın aynı dönemde yazdığı ve söylediği sözleri ise, bunu ve benzeri şeyleri reddetmekte ve buna zıd olduğu görülmektedir. şöyle diyor:
“Herkesin şevkini kıran ve neşesini kaçıran ve ağraz ve hiss-i taraftarlığı uyandıran ve sebeb-i tefrika olan Cem’iyyat-ı avamiyenin teşkiline sebebiyet veren meşrûtiyet-ül isim ve müstebid-ül ma'na İttihad ve Terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i hafiyeye muhalefet ettim.”(249)
Bediüzzaman’ın bu ifadesi, bence gayet sarih olarak, İttihad ve Terakki’nin kurduğu gerek “gizli şube”(1) gerekse “Teşkilat-ı Mahsusa”nın mahiyet ve karakterini gösterdiği gibi, ona muhalefet edip zıddına hareket ettiğini, değil o gibi teşkilatlara dahil olmak, dost olmak; tam tersine onun faaliyetlerini ifsad kabul ederek, kendi bildiği yolda devam ettiğini göstermektedir.
Ama asıl “Teşkilat-ı mahsusa”, 1913’te kuruldu diyenler varsa da, bu teşkilat hakkında derinlemesine araştırma yapan Amerikalı Dr. Philip H. Stodoard “Teşkilat-ı mahsusa” adlı eseri ile; onun yanında hadiseleri bizzat yaşamış ve bir çok kitaplar bırakmış, uzun seneler “Serbestî” gazetesini çıkarmış Mevlânzade Rifat’ın “İttihad ve Terakki ve Türkiye İnkılabının İç Yüzü” kitabında ise, Teşkilat-ı mahsusanın 1915 Nisanı’nda kurulduğunda ittifak ediyorlar. Dr. Philip kitabında, Eşref Sencer Kuşçubaşı Teşkilat-ı Mahsusa’nın umumi
Yükleniyor...