İmanın bu sırr-ı hakikatini ve dalâletin de bu dehşetli şekavet-i dünyeviyesini Risale-i Nur yüzer kat'i hüccetlerle ispat ettiğine binaen bu pek uzun hakikati kısa kesiyoruz.
Acaba en ziyade kuvve-i maneviyeye ve teselliye ve metanete ihtiyacını hissetmiş bu asırdaki beşer, bu zamanda o kuvve-i maneviyeyi ve teselliyi ve saadeti temin eden ve İslâmiyet ve imândaki nokta-i istinad olan hakâik-ı imâniyeyi bırakıp, Garblılaşmak unvaniyle İslâmiyet milliyetinden istifade yerine, bütün bütün kuvve-i maneviyeyi kırıp ve teselliyi mahveden ve metanetini kıran dalâlet ve sefahete ve yalancı politika ve siyasete dayanmak, ne kadar maslahat-ı beşeriyeden ve menfaat-ı insaniyeden uzak bir hareket olduğunu, pek yakın bir zamanda intibaha gelmiş başta İslâm olarak beşer hissedecek. Dünyanın ömrü kalmışsa, Kur’ân'ın hakâikına yapışacak...
İşte sabık temsil gibi, eskide Hürriyet'in başında bazı dindar meb'uslar Eski Said'e dediler:
“Sen her cihetle siyaseti dine, şeriat'a alet ediyorsun. Ve dine hizmetkâr yapıyorsun.. ve yalnız şeriat hesabına hürriyeti kabul ediyorsun.. ve meşrûtiyeti de meşruiyyet suretinde beğeniyorsun. Demek hürriyet ve meşrutiyyet şeriat'sız olmaz. Bunun için seni de ‘şeriat isteriz’ diyenlerin içine Otuzbir Mart'ta dahil ettiler.”
Eski Said onlara demiş ki:
Evet, millet-i İslâmiye’nin sebeb-i saadeti yalnız ve yalnız hakâik-ı İslâmiye ile olabilir.. ve hayat-ı içtimaiyesi ve saadet-i dünyeviyesi şeriat-ı İslâmiye ile olabilir. Yoksa adalet mahvolur, emniyet zir ü zeber olur. Ahlâksızlık, pis hasletler galebe eder. İş yalancıların, dalkavukların elinde kalır. Size bu hakikatı ispat edecek binler hüccetten bir küçük nümune olarak bu hikâyeyi nazar-ı dikkatinize gösteriyorum:
Bir zaman bir adam, bir sahrada Bedeviler içinde ehl-i hakikat bir zatın evine misafir olur, bakıyor ki; onlar mallarının muhafazasına ehemmiyet vermiyorlar. Hatta ev sahibi evinin köşesinde paraları oralarda açıkta bırakmış. Misafir, hane sahibine dedi:
- Hırsızlıktan korkmuyor musunuz, böyle malınızı köşeye atmışsınız?
Hane sahibi dedi:
- Bizde hırsızlık olmaz..
Misafir dedi:
- Biz paralarımızı kasalarımıza koyduğumuz ve kilitlediğimiz halde, çok defa hırsızlık oluyor.
Acaba en ziyade kuvve-i maneviyeye ve teselliye ve metanete ihtiyacını hissetmiş bu asırdaki beşer, bu zamanda o kuvve-i maneviyeyi ve teselliyi ve saadeti temin eden ve İslâmiyet ve imândaki nokta-i istinad olan hakâik-ı imâniyeyi bırakıp, Garblılaşmak unvaniyle İslâmiyet milliyetinden istifade yerine, bütün bütün kuvve-i maneviyeyi kırıp ve teselliyi mahveden ve metanetini kıran dalâlet ve sefahete ve yalancı politika ve siyasete dayanmak, ne kadar maslahat-ı beşeriyeden ve menfaat-ı insaniyeden uzak bir hareket olduğunu, pek yakın bir zamanda intibaha gelmiş başta İslâm olarak beşer hissedecek. Dünyanın ömrü kalmışsa, Kur’ân'ın hakâikına yapışacak...
İşte sabık temsil gibi, eskide Hürriyet'in başında bazı dindar meb'uslar Eski Said'e dediler:
“Sen her cihetle siyaseti dine, şeriat'a alet ediyorsun. Ve dine hizmetkâr yapıyorsun.. ve yalnız şeriat hesabına hürriyeti kabul ediyorsun.. ve meşrûtiyeti de meşruiyyet suretinde beğeniyorsun. Demek hürriyet ve meşrutiyyet şeriat'sız olmaz. Bunun için seni de ‘şeriat isteriz’ diyenlerin içine Otuzbir Mart'ta dahil ettiler.”
Eski Said onlara demiş ki:
Evet, millet-i İslâmiye’nin sebeb-i saadeti yalnız ve yalnız hakâik-ı İslâmiye ile olabilir.. ve hayat-ı içtimaiyesi ve saadet-i dünyeviyesi şeriat-ı İslâmiye ile olabilir. Yoksa adalet mahvolur, emniyet zir ü zeber olur. Ahlâksızlık, pis hasletler galebe eder. İş yalancıların, dalkavukların elinde kalır. Size bu hakikatı ispat edecek binler hüccetten bir küçük nümune olarak bu hikâyeyi nazar-ı dikkatinize gösteriyorum:
Bir zaman bir adam, bir sahrada Bedeviler içinde ehl-i hakikat bir zatın evine misafir olur, bakıyor ki; onlar mallarının muhafazasına ehemmiyet vermiyorlar. Hatta ev sahibi evinin köşesinde paraları oralarda açıkta bırakmış. Misafir, hane sahibine dedi:
- Hırsızlıktan korkmuyor musunuz, böyle malınızı köşeye atmışsınız?
Hane sahibi dedi:
- Bizde hırsızlık olmaz..
Misafir dedi:
- Biz paralarımızı kasalarımıza koyduğumuz ve kilitlediğimiz halde, çok defa hırsızlık oluyor.
Yükleniyor...