muallimliğini yapmış şeklindeki iftira ve yalanlarını cevablandıran Nur talebeleri, Üstâd Hazretleri’nden bu iftira mevzuundaki gerçek durumu sorduklarında, Bediüzzaman şöyle demiştir:
“...Bütün eski ve yeni dostlarım biliyorlar ki, tek bir defa şam'dan gelirken vapur ile İzmir'den geçmişim.” (Bak Emirdağ Lahikaları müntehap dosya No: 67)
Böylece Bediüzzaman Hazretleri 1910'da İstanbul'dan ayrılışı ve 1911'de bir sene sonra tekrar İstanbul’a dönüşünde, beş tane cihan-baha eserler ile gelmiş bulunuyordu. İstanbul’a geldikten sonra, Sultan Muhammed Reşad'ın Rumeliye seyahatına refakat edip, avdetinde aynı kıymette bir eser daha getirmişti. Yine aynı sene içinde “Deva'-ül Ye's” adlı eserini de İstanbul'da vücuda getirmişti.
Böylece bir sene zarfında yedi tane, hacimde küçük, kıymette baha biçilmez eserler meydana getirmişti. Bu eserlerin adları şöyledir:
Eserin İsmi Te’lif Tarihi Tab' Tarihi
1- Arapça “Reçetet-ül Avam”
veya “...El Ekrâd”(Muvâzarât) 1910 1912
2- Reçetet-ül ulemâ veya
Saykal-ül İslâm 1910 1912
3- El-Hütbet-üş şamiye 1911 1911-1912 iki baskı
4- Türkçe Münâzarat 1911 1911
5- Türkçe Muhâkemât 1911 1921
6- Türkçe Teşhis-ül İllet 1911 1912
7- Türkçe Deva'-ül Ye's 1911 1911
8- Türkçe Nutuk-1 1908-1909 1912
9- Türkçe Divan-ı Harbi
Örfî ve Said-i Kürdî 1909 1911-1912 iki baskı
10- 1908’den ogüne kadar gazetelerde yayınladığı 30 kadar cihan değer makelelari
“Teşhis-ül İllet”eserini de evvela Arapça sonra da Türkçe olarak kaleme almıştır. Böylece yalnız kendisinin tab' ettirdiği yedi tane eseri meydana gelmiş oluyordu. Ayrıca yine İctihad Kütübhanesi tarafından 1911 ve 1912'de iki defa bastırılan “Divan-ı Harb-i Örfî ve Said-i Kürdî” eseri ile, “Nutuk-1” eseri bunlara ilave edilse, dokuz tane eser meydana gelmiş oluyordu. Bu eserlerden “Deva-ûl Ye's” eseri 1911'de ilk baskı Hutbe-i şamiye’ye zeyl yaptığı gibi, 1912'de ikinci baskısı yapılan Hutbe-i şamiye'de “Teşhis-ül İllet” eserini zeyl yapmıştır. Diğer eserleri ise müstakil olarak tab' ettirmiştir.
“...Bütün eski ve yeni dostlarım biliyorlar ki, tek bir defa şam'dan gelirken vapur ile İzmir'den geçmişim.” (Bak Emirdağ Lahikaları müntehap dosya No: 67)
Böylece Bediüzzaman Hazretleri 1910'da İstanbul'dan ayrılışı ve 1911'de bir sene sonra tekrar İstanbul’a dönüşünde, beş tane cihan-baha eserler ile gelmiş bulunuyordu. İstanbul’a geldikten sonra, Sultan Muhammed Reşad'ın Rumeliye seyahatına refakat edip, avdetinde aynı kıymette bir eser daha getirmişti. Yine aynı sene içinde “Deva'-ül Ye's” adlı eserini de İstanbul'da vücuda getirmişti.
Böylece bir sene zarfında yedi tane, hacimde küçük, kıymette baha biçilmez eserler meydana getirmişti. Bu eserlerin adları şöyledir:
Eserin İsmi Te’lif Tarihi Tab' Tarihi
1- Arapça “Reçetet-ül Avam”
veya “...El Ekrâd”(Muvâzarât) 1910 1912
2- Reçetet-ül ulemâ veya
Saykal-ül İslâm 1910 1912
3- El-Hütbet-üş şamiye 1911 1911-1912 iki baskı
4- Türkçe Münâzarat 1911 1911
5- Türkçe Muhâkemât 1911 1921
6- Türkçe Teşhis-ül İllet 1911 1912
7- Türkçe Deva'-ül Ye's 1911 1911
8- Türkçe Nutuk-1 1908-1909 1912
9- Türkçe Divan-ı Harbi
Örfî ve Said-i Kürdî 1909 1911-1912 iki baskı
10- 1908’den ogüne kadar gazetelerde yayınladığı 30 kadar cihan değer makelelari
“Teşhis-ül İllet”eserini de evvela Arapça sonra da Türkçe olarak kaleme almıştır. Böylece yalnız kendisinin tab' ettirdiği yedi tane eseri meydana gelmiş oluyordu. Ayrıca yine İctihad Kütübhanesi tarafından 1911 ve 1912'de iki defa bastırılan “Divan-ı Harb-i Örfî ve Said-i Kürdî” eseri ile, “Nutuk-1” eseri bunlara ilave edilse, dokuz tane eser meydana gelmiş oluyordu. Bu eserlerden “Deva-ûl Ye's” eseri 1911'de ilk baskı Hutbe-i şamiye’ye zeyl yaptığı gibi, 1912'de ikinci baskısı yapılan Hutbe-i şamiye'de “Teşhis-ül İllet” eserini zeyl yapmıştır. Diğer eserleri ise müstakil olarak tab' ettirmiştir.
Yükleniyor...