ve Bediüzzaman’ın şam'da okuduğu hutbe zamanı herhalde dörtbeş ay bir zamanı içine almıştır. Bu müddet zarfında Bediüzzaman’ın şöhreti, ilmi ve zekâsı şam'da büyük çapta duyulmuş ve yayılmıştır.

Bediüzzaman şam'da kaldığı zamanda da, Osmanlı Devleti’nin ve hükûmetinin harekâtını takipten geri kalmamakta idi. İttihad ve Terakki’nin hürriyetperverleri ve Ahrar gurubunun ileri gelenleri hükûmette mühim mevkileri işgal ettiklerini ve Enver Paşa'nın Harbiye Nazırlığı Vekilliği’ne geçtiğini vs. öğrenir. Böylece o kışı şam'da geçirir.

şAM HUTBESİ

1327 Rumî senesinin başı olan Mart ayı içinde yani 1911'in üçüncü ayı içinde, şam ulemâsının ısrarıyle bir cuma hutbesini kendisinin okumasını teklif ederler. Bu ısrarlı teklif karşısında Bediüzzaman Hazretleri Emeviye Camii’nin minberine çıkar ve ebediyen yaşıyacak olan manidar ve İslâm Âlemi’nin her zaman dersi olacak azim hutbesini Arapça olarak irad eder. O günü Emevî Camii çok mahşeri bir kalabalığa, sahne olur. Onbin insan ve içinde en az yüz ulemâ olan muazzam bir cemaat(235) Bediüzzaman’ın irad ettiği hutbesini dinler.

Bediüzzaman Hazretleri, İslâm Âlemi’nin pek büyük içtimaî bir dersi olan hutbesini okuduktan sonra, İstanbul’a dönmeyi kararlaştırır. Üstâd’ın bu İstanbul seferine geçmeden önce, Hutbe-i şamiye isimli eserinin ihtiva ettiği pek büyük ve çok ehemmiyetli cihan-baha hakikatlerinden nümune için çok az bir kısmını beraber okuyup görelim:

Bu hutbenin Arapça aslı fazla büyük ve uzun değildir. Orta boy yirmi üç sahifeliktir. şam Hutbesinin Arapçasının, şam'da bir hafta içerisinde iki defa basıldığı yazılmışsa da, buna delil olacak bir vesikaya rastlıyamadık. Lâkin Bediüzzaman Hazretleri şam'dan İstanbul’a döndüğünde, bir haftada mı, bir ayda mı, bir sene içinde mi bilinmiyor; iki defa basıldığını görmekteyiz. Elimizdeki ikinci baskısı 1912'de İstanbul Ebuzziya matbaasında, Teşhis’ül İllet isimli zeyli olan milliyet ve din mevzuunu mukayese eden risaleyle birlikte basılmıştır. Birinci baskısının bundan ne kadar zaman önce basıldığını bilemiyoruz. Fakat 1336 Rumi, 1920 Miladide basılan Sünûhat isimli risalesinin ahirinde yer alan Deva’ül-Ye’s ünvanlı küçük bir risalenin baş tarafında: “Bundan yedi sene evvel bir risaleme yazdığım bir zeyildir.”(236) şeklinde bir ibare vardır. Buna göre Hutbe-i şamiye’nin birinci tab'ı 1911'de, Deva'-ül Ye's zeyli ile birlikte basıldığı gibi, ikinci tab'ı da bir sene sonra, 1912'de Teşhis-ül İllet zeyli ile beraber basılmış oluyordu. Üçüncü baskısı ise, Hutuvat-ı Sitte risalesiyle beraber Arapça olarak 1922'de basıldı.

Yükleniyor...