Burada, Bediüzzaman'ın şam'a ne zaman, yani hangi ayda muvasalât ettiğini gösteren kuvvetli bir tahmin ve ihtimali zikrediyorum. şöyle ki: Yukarda bahsi geçen Nurşinli Hazret, Ziyauddin (K.S.) ile Hacc’da buluşmak üzere mektuplaşmaları olduğu için, başlattığı bu seyahatini çok çabuk bitirerek Kurban bayramından evvel Hacc mevsimine ulaşmak üzere gitmekteydi. 1910 yılının Hacc mevsimi, yani Kurban Bayramı ise, Aralık(233/1) ayı başındadır. Eğer Bediüzzaman Van'dan çıkarak başlattığı seyahati Ekim başında olmuşsa ve onun beyanı ile bu seyahat acele olarak kırk elli gün içinde gerçekleşmiş ise, o zaman herhalde Kurban Bayramı’nda Hacc’a ulaşamıyacağını anladığı için, şam'a Kurban Bayramı’ndan sonra gitmiştir. Kuvvetli bir rivayet ve tahmine göre -ki Nurşinli Hazret, Ziyauddin’i Hacc dönüşünde şam'da karşılamış- Kurban Bayramı’ndan bir ay sonra şam'a varmış olması lâzımdır. O ise, Aralık ayı sonundadır. Lâkin Hazret, Ziyauddin'in Hacc dönüşü ne zaman olduğu, yani kurban bayramından ne kadar zaman sonra şam'a gelmiş olduğu malum değildir. Amma o zamanın şartlarına göre, herhalde yolculuk dâhil şam'a muvasalâtı, hac mevsiminden bir ay kadar sonra tahakkuk etmiş olması gerektir.
Bediüzzaman Hazretleri o zatı şam'da karşılamış ve hatta bir gün Emeviye camiinde bir namaz vakti, halk camiden çıkarken, camiin avlusunda yüksekçe bir sekinin üstüne çıkarak avluda toplanan Müslüman halka, Nurşinli Hazret’i büyük senalarla takdim ettiğini, onların şark'taki İslâm'a büyük hizmetlerini anlattığını, kendisinden onun çok üstün olduğunu anlattığını bizzat hadiseyi idrak etmiş ulemâdan duyan, halen hayatta ve şam - Salihiye semti, Kikî mahallesi Molla Kasım Camii imamlığını yapan Bitlisli Molla Abdulaziz'den bizzat duymuştum.
Bu duruma göre Bediüzzaman'ın kış ayları ortasında değil, belki güz mevsimi sonlarında şam'a vardığı tahakkuk etmiş oluyor.
Bediüzzaman Said-i Kürdî ismiyle, şöhreti şam ulemâsınca da duyulmuş olacak ki; şam'a vardığında, Salihiye mahallesi Kasyon dağı eteğinde medfun bulunan Mevlânâ Halid Hazretleri’nin türbesi(234) civarında bir medresede mi, bir evde mi bilmiyoruz, misafir kalmış. Az zaman zarfında şam halkı, hususiyle ulemâsı Üstâd’ın şam'a geldiğini haber alırlar. şam'ın büyük âlimleri kafile kafile gelip Bediüzzaman’ı ziyaret etmeye başlarlar. Bu ziyaretler, tanışmalar, sohbetler ve bu arada Nurşinli Hazretin Hacc’dan dönüşü ve şam'da birkaç gün kalması ve memlekete yolculanması gibi haller
Bediüzzaman Hazretleri o zatı şam'da karşılamış ve hatta bir gün Emeviye camiinde bir namaz vakti, halk camiden çıkarken, camiin avlusunda yüksekçe bir sekinin üstüne çıkarak avluda toplanan Müslüman halka, Nurşinli Hazret’i büyük senalarla takdim ettiğini, onların şark'taki İslâm'a büyük hizmetlerini anlattığını, kendisinden onun çok üstün olduğunu anlattığını bizzat hadiseyi idrak etmiş ulemâdan duyan, halen hayatta ve şam - Salihiye semti, Kikî mahallesi Molla Kasım Camii imamlığını yapan Bitlisli Molla Abdulaziz'den bizzat duymuştum.
Bu duruma göre Bediüzzaman'ın kış ayları ortasında değil, belki güz mevsimi sonlarında şam'a vardığı tahakkuk etmiş oluyor.
Bediüzzaman Said-i Kürdî ismiyle, şöhreti şam ulemâsınca da duyulmuş olacak ki; şam'a vardığında, Salihiye mahallesi Kasyon dağı eteğinde medfun bulunan Mevlânâ Halid Hazretleri’nin türbesi(234) civarında bir medresede mi, bir evde mi bilmiyoruz, misafir kalmış. Az zaman zarfında şam halkı, hususiyle ulemâsı Üstâd’ın şam'a geldiğini haber alırlar. şam'ın büyük âlimleri kafile kafile gelip Bediüzzaman’ı ziyaret etmeye başlarlar. Bu ziyaretler, tanışmalar, sohbetler ve bu arada Nurşinli Hazretin Hacc’dan dönüşü ve şam'da birkaç gün kalması ve memlekete yolculanması gibi haller
Yükleniyor...