Dedi: Heyhat şaşarım senin ümidine!..

Dedim: Ben de şaşarım senin aklına!.. Bu kışın devamına(221) ihtimal verebilir misin?

Dedi: İslâm parça parça olmuş.

Dedim: Tahsile gitmişler... İşte Hindistan, İslâm’ın müstaid bir veledidir, İngiliz mekteb-i i'dadisinde çalışıyor. Mısır, İslâm'ın zeki bir mahdumudur, İngiliz mekteb-i mülkiyesinde ders alıyor. Kafkas ve Türkistan, İslâm’ın iki bahadır oğullarıdır Rus mekteb-i harbiyesinde ta'lim alıyor ilah...

Yahu, şu asilzade evlad, şehadetnamelerini aldıktan sonra, her biri bir kıt'anın başına geçecek, muhteşem, âdil pederleri olan İslâmiyet’in bayrağını âfâk-ı kemalâtta temevvûc ettirmekle, kader-i ezelinin nazarında, feleğin inadına nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını i'lan edecektir. İşte hikâyemin yarısı bu kadar...”(222) şeklinde ifade edilmiştir.

Bediüzzaman'ın Âlem-i İslâm hakkında “Üç nur birbiri arkası sıra inkişafa başlıyor” ihbarının hakikati de kısmen zuhur etmiş denilebilir. Üç nurdan muradı -Allahu â'lem- İslâm âleminin hem iman, akide ve diyanet cihetinde.. hem hakâik ve ahkâm-ı Kur’âniye’nin hayat-ı içtimaiyelerinde tatbik ve icra noktasında.. Hem de bir zamanlar olduğu gibi, âlem-i İslâm ittihada gelip İslâm’ın bayrağını şeref ve izzetle i'lâ ederek, yeryüzünde dalgalandırması noktasında muvaffak olabilme kaziyesidir.

Nitekim Hindistan ve Mısır hakkındaki ihbarı bilfiil zuhura geldi. İnşaallah Kafkâs ve Türkistan hakkında da bir gün tahakkuk edecektir.(*)

Merhum Abdurrahman'ın yazdığı tarihçede, Tiflis - şeyh Sanan Tepesi’nde Rus hafiyesi Bediüzzaman'a: “Hürriyet sizi parçalıyacaktır" sözüne karşı, Bediüzzaman: "Bizi değ'il, sizi parçalıyacaktır.”(223) şeklinde kaydedilmiştir.

Tiflis'ten sonra Van'a gelmek üzere yol güzergâhı olarak herhalde en kısa şekli trenle İran’ın Hoy şehrine oradan da Van'a, şeklinde tahakkuk etmiş olması kuvvetli ihtimal dahilindedir.

Van'a doğru bu seyahatinin mevsimi kış olması hasebiyle, yaz ayların da o zaman için en kısa yol olan Trabzon, Erzurum, Ağrı ve Van şeklinde değil de, Tiflis üzerinden yapılmasıyla, herhalde bu seyahat bir ayı geçkin bir zamanı içine aldığını kabul etsek, nisan ayı ortalarında Van'a muvasalatı tahakkuk etmiş oluyordu.

Yükleniyor...