BU SEYAHATiN iKi HATIRASI

1- Almanya’da işçi, Of’lu bir hocanın (adını henüz öğrenemedik) Abdullah Yeğin Ağabey’e anlatmış olduğu Üstâd’la ilgili enteresan edebî bir lûğaz hatırasıdır. şöyle:

“Bediüzzaman Hazretleri (büyük bir ihtimal ile) bu seyahati esnasında uğradığı Karadeniz Of limanında bir medreseye gitmiş, medresenin müderrisi Üstâd’ın ismini sormuş. O da şöyle zarifane bir beytle lüğaz şeklinde ismini bildirmiştir:

Kes “Müderris” ayağın, hem “Muid”in başını

Koy ayağın baş yerine, ta bilesin adımı

Bu edebî zarif beytin açıklaması şöyle olur ki: “Müderris” kelimesinin ayağı olan “Müder” kısmı ile “Muid” kelimesinin başındaki “Mû” harfini kes. Sonra “Müderris” kelimesinden arta kalan “Sin” harfini baş tarafa al. “Muîd” kelimesinin başındaki “Mü” yerine koy, benim ismim meydana çıkar. Yani: “Said” kalır.

2- Rize'nin Pazar ilçesinden Rüştü Tafral naklediyor:

“Bizim Pazar ilçesine bağlı eski ismiyle Venek, yeni ismiyle Örnek köyünden Arif Kantoğlu; Osmanlı döneminde Çayeli'nin eski ismiyle Mabavri Nahiyesi’nde müdürlük yapıyormuş.

Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili, o sıra duymuş olduğu şöyle bir hatırasını anlattı: (Hatırasını bana anlattığı zaman, tarih tahminen 1964 sıralarıydı. O sıra bu zatın yaşı 80-85 idi. Gözleri kapanmış, evden çıkmıyordu. Babaannem de o köydenmiş. Aşağıdaki hatırasını bana anlatmak için, anneme haber göndermiş, beni yanına çağırtmıştı. Bu zâtın anlattığı hadise, hatıranın içinde makamları zikredilen zâtlardan bizzat duymuş.)

“Bediüzzaman Hazretleri Rize'ye geldiğinde, o sıra Rize Sancak idi. Mutasarrıf, Jandarma Kumandanı Binbaşı, bir de Liman Reisi; memleket erkânı olarak onu karşılamışlar, şehrin muhtelif yerlerini gezdirmişlerdi. Bu arada deniz kenarındaki iskele üzerine de çıkmışlar. O zamanlar iskeleler, demir direkler üzerine ağaçlar çakılarak yapılırmış. Denizin dalgaları bu tahtalara çarpa çarpa bir kısım ağaçları sökülmüş, demir direkler kalmıştı. O kısma geldiklerinde; Bediüzzaman Hazretleri sağda, Mutasarrıf ortada, Binbaşı solda, liman reisi de bir kaç adım Bediüzzaman'ın arkasında oldukları halde yürüyorlarmış. Bu esnada Liman reisi arkadan Bediüzzaman'ı seyretme dalgınlığıyla önündeki boşluğa adımını atmış... tabiî düşüp denize yuvarlanması ve demir direklere çarpması lâzım iken ve o heyecanlı anı

Yükleniyor...