8- Doç. Dr.(*) Sina Afşin “31 Mart Olayı” adlı eserinde şunları söylemektedir:
“31 Mart hadisesi aslında İttihad ve Terakki partisinin baskı, zulüm ve siyasî cinayetlerine karşı muhalefetin çeşitli hissiyatlı grub ve şahısların ayaklanmasından ibarettir”
Sina Afşin aynı eserinde Bediüzzaman hakkında da şunları kaydeder:
“Bediüzzaman da, asakire; ululemr’e (yani subaylara) itaatın farz olduğunu hatırlatıyordu. Bediüzzaman'ın diğer yazısında ‘cem'iyyetlere ihtar-ı mühim’ cemiyet ve fırkaların çeşitli zararlarını saydıktan sonra, siyasete karışan kuruluşların ya birleşmesini, ya da toptan ortadan kaldırılmasını öne sürüyordu.”(173)
Yine Sina Bey, aynı eserinde Bediüzzaman'ın o sıra neşrettiği yazıları hakkında da şöyle der:
“...Bundan sonraki iki yazısı imzasız, üçüncüsü Said-i Kürdî'nin imzasını taşıyordu. Amma ikinci yazı, yedinci gün Mizan’da çıktığı için, onun da Said-i Kürdî tarafından yazıldığını biliyoruz.”(174)
Yine Sina Bey, aynı eserinin 253'ncü sahifesinde “Bediüzzaman’ın Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesi’nden beraat ettiğini ve bu vesileyle onun 31 Mart hadisesinde hep yatıştırıcı rol oynadığını” yazmaktadır.
9- Araştırmacı yazar Ahmet Nezih Galitekin ise: “31 Mart olayı hakkında birçok kitaplar, sayısız makale yazılmakla beraber, hala karanlıktadır. Olayı derinlemesine araştıran Divan-ı Harb-i Örfî tutanakları hâlâ araştırmalara açılmamıştır. Sebep olarak, birçok şey ileri sürülüyor. Araştırmalar, Üstâd Bediüzzaman’ın teşhis ettiği sebeblerini doğruluyor.” (şifahen ve mektupla bizzat bana söylemiştir.)
Yükleniyor...