destekleyen, kuran, hazırlayan İttihad ve Terakki Cemiyeti’dir. Ben o hadiselere yetişmiş bir insan sıfatıyla, o günleri görmüş ve yaşamış bir kişi olarak, millet ve tarih huzurunda söylüyorum: O zat isyanları daima bastıran, kavgaları yatıştıran, dargınları barıştıran, memleketçi ve vatansever bir insandı. Onun hakkındaki bu şekilde söylenen sözler ve yazılan yazılar pek ihticaca salih değildir. (Yani delil ve hüccet tarafları yoktur.)”(172)

8- Doç. Dr.(*) Sina Afşin “31 Mart Olayı” adlı eserinde şunları söylemektedir:

“31 Mart hadisesi aslında İttihad ve Terakki partisinin baskı, zulüm ve siyasî cinayetlerine karşı muhalefetin çeşitli hissiyatlı grub ve şahısların ayaklanmasından ibarettir”

Sina Afşin aynı eserinde Bediüzzaman hakkında da şunları kaydeder:

“Bediüzzaman da, asakire; ululemr’e (yani subaylara) itaatın farz olduğunu hatırlatıyordu. Bediüzzaman'ın diğer yazısında ‘cem'iyyetlere ihtar-ı mühim’ cemiyet ve fırkaların çeşitli zararlarını saydıktan sonra, siyasete karışan kuruluşların ya birleşmesini, ya da toptan ortadan kaldırılmasını öne sürüyordu.”(173)

Yine Sina Bey, aynı eserinde Bediüzzaman'ın o sıra neşrettiği yazıları hakkında da şöyle der:

“...Bundan sonraki iki yazısı imzasız, üçüncüsü Said-i Kürdî'nin imzasını taşıyordu. Amma ikinci yazı, yedinci gün Mizan’da çıktığı için, onun da Said-i Kürdî tarafından yazıldığını biliyoruz.”(174)

Yine Sina Bey, aynı eserinin 253'ncü sahifesinde “Bediüzzaman’ın Divan-ı Harb-i Örfî Mahkemesi’nden beraat ettiğini ve bu vesileyle onun 31 Mart hadisesinde hep yatıştırıcı rol oynadığını” yazmaktadır.

9- Araştırmacı yazar Ahmet Nezih Galitekin ise: “31 Mart olayı hakkında birçok kitaplar, sayısız makale yazılmakla beraber, hala karanlıktadır. Olayı derinlemesine araştıran Divan-ı Harb-i Örfî tutanakları hâlâ araştırmalara açılmamıştır. Sebep olarak, birçok şey ileri sürülüyor. Araştırmalar, Üstâd Bediüzzaman’ın teşhis ettiği sebeblerini doğruluyor.” (şifahen ve mektupla bizzat bana söylemiştir.)

Yükleniyor...