bu tuzaklar böyle plânlı şekilde tezgâhlandırılıp kurulduktan sonra, artık çâre ve tedbirlerin o anda faidesi olmazdı, iş işten geçmişti.

Yukarıda metin ve izahları ile kaydedilen yedi küllî sebebin yanı sıra, bir de o sebepleri işleten yedi hal ve durum da, aynı eserinde şöylece sıralamaktadır:

“(1) Sekiz dokuz ayda ceridelerin neşriyat-ı müteheyyicaneleriyle..(2) Ve fırkaların cemiyetlere fedaî yazmakla..(3) ve inkılâbı vûcuda getiren zevâatın tahakkümâtiyle..(4) Ve itaat-i askeriyeye münafi olan hürriyet-i mutlaka, efrâda sirayetiyle..(5) Ve âdâb-ı dinîyeye muhalif şeyler, bazı dikkatsizlerin efrâda telkinatiyle..(6) Ve itaât bozulduktan sonra, müstebitler, mürteciler(159), dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan olanlar, iyilik zanniyle o bataklık zeminde tohum ekmeğe başlamasıyla..(7) Ve devletin umum siyasâtı cahil efrâdın elinde kalmakla ve bir milyona yakın fişek havaya atmakla.. ve dâhil ve haric müddeiler parmak vurmakla; ortalık anarşilik haline girdiğinden, bu hadisenin isti'dad-ı tabiîsi herc ü merc ve müdahale-i ecnebî iken, minindillah ‘İsm-i şeriat’ o esbâb-ı müteaddideden çıkan ervah-ı habîse ve münteşireyi yuvalarına irca' ile, on üç asırdan sonra bir mu'cize daha gösterdi. Hem geçen inkılâb-ı azimde ordu ve ülemanın sadası ki: ‘Meşrutiyyet şeriata müsteniddir’ diye umum ehl-i İslâm’ın vicdanlarını manyetizmalandırdı. O inkılâb, inkılâbların kaide-i tabiiyyesini hark ile şeriatın te'sir-i mu'cizesini gösterdi ve daima da gösterecektir.”(160)

İşte bu sıralanan yedi hal ve davranışların da, şimdiki Türkçe ile yazılmasında bir beis görülmezse, şöylece olabilir:

1- Hürriyet'in i'lânı olan 24 Temmuz 1908'in başından 31 Mart 1325 (14 Nisan 1909) tarihine kadar geçen sekiz-dokuz ay zarfında gazetecilerin yaptıkları neşriyat, hep tahrik ve kışkırtmalı neşriyattı.

2- Cemiyet ve partilerin fırkaları, gizli-gizli cemiyetlere fedaî kaydetmeleri ile gelişen durum bunun bir hazırlığı idi.

3- Meşrûtiyet inkılâbını vûcuda getiren zâtların, muvaffakiyet sarhoş luğuyla, işi tahakküm ve zorbalığa dökmeleri idi.

4- Ordu ve askerliğin disiplin ve itaâtine tamamen zıt olan, mutlak bir hürriyet düşüncesi, asker neferatına kadar sirayet ettirilmesiydi.

Yükleniyor...