darbe vurmak için onlar da “şeriat isteriz. şeriat isteriz” şeklindeki bağrışmalarla ortalıkta duyulan ses, yalnız “şeriat” kelimesi oldu. Yukarda sıralanan yedi sebebin günümüz Türkçesiyle birazcık izahı gerekir tahmin ederim. şöyle:

“Birinci Sebep: O hareket, o ayaklanma yüzde doksan nisbetiyle İttihad-Terakki Cemiyeti’nin zulüm, zorbalık intikam ve tahakkümü aleyhinde bir nümayiş, bir red hareketiydi.

İkincisi: Partilerin münakaşa meydanı olan vekiller heyetinin (Bakanlar) seçimlerindeki su-i isti’male karşı olan münakaşaları durdurmanın çaresi o vekilleri(158) değiştirmekti.

Üçüncüsü: 2. Meşrûtiyetin i'laniyle bir nevi azl ve bilahere hal' edilen Padişah Abdülhamid'i bütün bütün yetkisizlik ve sağırca sükût ve te'sirsizlik içerisinde bırakmamak gerekirdi.

Dördüncüsü: Dindarane edeb ve terbiye içinde yetişmiş ordu ve askerlerin hislerine ters düşen telkinatları yapmamak veya durdurmak lâzımdı.

Beşincisi: Çok büyütülen ve herkesin dilinde dolaşan gazeteci, muharrir Hasan Fehmi Bey'i öldürenleri ortaya çıkarmak icab ederdi.

Altıncısı: Kadro dışı edilen askerleri ve alay subaylarını mağdur etmemek lâzımdı.

Yedincisi: Hürriyetin ve Meşrûtiyetin her türlü rezâlet ve sefahetlere müsaid birşey olmadığını i'lân etmek; ve onu şeriâtın âdâb ve ahlâkıyla hududlandırmak gerekmekteydi. Avam halkın da, şeriatın siyasetinden bildikleri şey olan, kısas ve el kesme hadlerini icra etmek gerekli idi.”

Bediüzzaman Hazretleri’nin ifade tarzındaki şu acîb orijinalliğe dikkat edilsin ki, asıl ve gerçek sebepler anlatılırken, “şu, şu işler yapıldığı için, şu hadiseler, şu sû-i isti’maller vücuda geldiğinden ötürü bu hadise vücuda geldi” demiyor. Belki “şunlar yapılmasaydı, şunlar da yapılmazdı, o fırtına vücuda gelmiyebilirdi”.. tarz-ı beyaniyle kendisine hâs bir izah tarzını kullanarak geleceğe de bakan ve geçmişden ders alınarak, bir daha öylesi hataya düşmemenin çare ve tedbirlerini, nasihat ve ikaz içinde birbirine sararak ifade ediyor.

Bediüzzaman Hazretleri bu sayılan yedi sebebi kaydettikten sonra, der ki: Bu yedi sebep, gerçi o hadisenin patlak vermesinde asıl rol oynayan şeylerdi. Bunlar ilk başta nazar-ı itibara alınmış olsaydı, hadise patlak vermiyebilirdi. Lâkin bu sebeplerin te'siriyle vücuda gelen hadiseyi, asıl hazırlayanlar tuzaklarını, öyle bir zemin oluşturduktan sonra serpmişlerdi. Hatta mukaddes olan askerî itaatı da bu emellerine feda etmişlerdi. Bu sebepler ve

Yükleniyor...