nısfından sonraki umum cerideleri indallah mahkûm ediyor. Zira o hadiseye sebebiyet veren yedi mes'ele ve onunla beraber yedi hal nazar-ı mütalâaya alınsa, "hakikat" tezahür eder. Onlar da bunlardır:
Birincisi: Yüzde doksanı İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin tahakkümü aleyhinde bir hareket idi.
İkincisi: Fırkaların meydan-ı münakaşatı olan vükelayı tebdil idi.
Üçüncüsü: Sultan-ı mahlu'u sukût-ı müsammemden kurtarmaktı.
Dördüncüsü: Hissiyat-ı askeriyenin ve âdâb-ı dindaranelerinin, muhalif telkinatın önüne sed çekmekti.
Beşincisi: Pekçok i'zam edilen Hasan Fehmî Bey'in(*) katilini meydana çıkarmaktı.
Altıncısı: Kadro haricine çıkanları ve alay zabitlerini mağdur etmemekti.
Yedincisi: Hürriyeti sefahete şümûlünü men' ve âdab-ı şeriatla tahdid.. Ve avamların siyaset-i şerî' bildikleri yalnız "Kısas ve kat-ı yed" haddini icra idi.
Fakat zemin bataklık ve dâm ve plan serilmişti.. Ve en mukaddes olan itaat-ı askerî feda edildi. Üss-ül-esas esbâbı fırkaların tarafdârane ve garazkârane keşmekeşleriydi.”(157)
Hz. Üstâd, sıraladığı şu sebepleri, 31 Mart hadisesinin patlak vermesinin asıl sebep ve gerçek illetini teşkil ettiğini kabul etmektedir. Amma bu sebeplerin de sebebi; partilerin hudut tanımayan tarafgirlik içindeki münakaşaları ve her partinin organı olan gazetelerin belağat yapmak ve gerçeği dile getirmek yerine, mübalağalar ve yalan ve haddi aşan taşkınlık içindeki çekişmeleriydi diyor.
Fakat bütün bunlarla beraber, Bediüzzaman Hazretleri, yedi sebepli beyanının başında şunu ehemmiyetle kaydeder ki: 31 Mart hadisesi, birçok sebeplerin te'siri altında olarak, tabiatı itibariyle öyle bir isti'dat, öyle bir dolduruş ile hazırlanmışdı ki; paramparça, herc ü merc olmak sonucunu vermesi lâzım gelirken, fakat o harekete katılanların lisanına Allah tarafından, her zaman mu'cizeler gösteren “şeriat” ismi geldi. Yani herkes, hatta o hareketi planlayıp hazırlayan İttihâdçıların gizli şubesi, mitingde, İslâm’a
Birincisi: Yüzde doksanı İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin tahakkümü aleyhinde bir hareket idi.
İkincisi: Fırkaların meydan-ı münakaşatı olan vükelayı tebdil idi.
Üçüncüsü: Sultan-ı mahlu'u sukût-ı müsammemden kurtarmaktı.
Dördüncüsü: Hissiyat-ı askeriyenin ve âdâb-ı dindaranelerinin, muhalif telkinatın önüne sed çekmekti.
Beşincisi: Pekçok i'zam edilen Hasan Fehmî Bey'in(*) katilini meydana çıkarmaktı.
Altıncısı: Kadro haricine çıkanları ve alay zabitlerini mağdur etmemekti.
Yedincisi: Hürriyeti sefahete şümûlünü men' ve âdab-ı şeriatla tahdid.. Ve avamların siyaset-i şerî' bildikleri yalnız "Kısas ve kat-ı yed" haddini icra idi.
Fakat zemin bataklık ve dâm ve plan serilmişti.. Ve en mukaddes olan itaat-ı askerî feda edildi. Üss-ül-esas esbâbı fırkaların tarafdârane ve garazkârane keşmekeşleriydi.”(157)
Hz. Üstâd, sıraladığı şu sebepleri, 31 Mart hadisesinin patlak vermesinin asıl sebep ve gerçek illetini teşkil ettiğini kabul etmektedir. Amma bu sebeplerin de sebebi; partilerin hudut tanımayan tarafgirlik içindeki münakaşaları ve her partinin organı olan gazetelerin belağat yapmak ve gerçeği dile getirmek yerine, mübalağalar ve yalan ve haddi aşan taşkınlık içindeki çekişmeleriydi diyor.
Fakat bütün bunlarla beraber, Bediüzzaman Hazretleri, yedi sebepli beyanının başında şunu ehemmiyetle kaydeder ki: 31 Mart hadisesi, birçok sebeplerin te'siri altında olarak, tabiatı itibariyle öyle bir isti'dat, öyle bir dolduruş ile hazırlanmışdı ki; paramparça, herc ü merc olmak sonucunu vermesi lâzım gelirken, fakat o harekete katılanların lisanına Allah tarafından, her zaman mu'cizeler gösteren “şeriat” ismi geldi. Yani herkes, hatta o hareketi planlayıp hazırlayan İttihâdçıların gizli şubesi, mitingde, İslâm’a
Yükleniyor...