Görülüyor ki: İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti'nin kuruluş gayesi ve esas maksadı İslâm ittihadıdır. O sıra Osmanlı idaresindeki çeşitli milletlerin birbirine karşı rekabet ve hased ve iftirak içindeki hareketleri ve bu hareketi körükleyen ecnebî dessaslar, bundan istifade etmeye ve bu fırsatı ganimet bilerek parçalamağa hazırlandıkları bir hengâmda, kurulan milliyetçi kulüplerini bir gayede birleştirmeyi hedef almıştır. Bu arada gayr-ı müslimlere de te'minat verilmekte idi. Zira İttihad-ı Muhammedî'nin mesleği ahlâk ve din üzerine müesses olması ile, Osmanlı camiasında yaşayan ecnebilere ancak faide getirecekti...

2- Divan-ı Harb-i Örfî’de yaptığı müdafaatından: “.. Ben zahiren buna (İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’ne) teşebbüs ettim. İki maksad-ı azim için:

Birincisi: O ismi tahdid ve tahsisden halâs etmek ve umum mü'minîne şümûlünü i'lân...

İkincisi: Bu geçen musibet-i azimeye(155) sebebiyet veren fırkaların iftirakını tevhid ile önüne sed olmaktı. Vâ esefa ki; zaman fırsat vermedi, sel geldi, beni de yıktı. Hem derdim: Eğer bir yangın olsa, bir parçasını söndüreceğim. Fakat elbisem de yandı...”(156)

Bunda Bediüzzaman Hazretleri İttihad-ı Muhammedî’nin gayesini ve kendisinin ona dahil olmasının murad ve maksadını anlatması için de, bir de din adına siyaset ve parti işlerinde propaganda yapmanın dine azim zarar olduğunu da burada ve bütün hayatında her zaman anlatmış ve yazmıştır. İleride bu fasla ait bölümde inşaallah izahlıca bakılacak ve kaydedilecektir.

İTTİHAD-I MUHAMMEDÎ CEMiYETi'NiN KURUCULARI

İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti kurulduğu zaman, onun ilk kurucuları arasında Bediüzzaman yoktur.(*) Ancak bilâhare yukarıda sayılan sebepler, derin ve etraflıca yapılan araştırmalar sonunda, o da gidip dahil olmuştur. Onu kuranların mübarek zâtlar ve hâlis mü'minler olduklarını yakından bildiği için... Bu hususu yine o zamanki mahkeme müdafaatından yedinci cinayette şöyle izah etmiştir: (Bazı yerlerini alıyoruz.)

“İşittim, İttihad-ı Muhammedî nâmıyla bir cemiyet teşekkül etmiş. Nihayet derecede korktum ki; bu ism-i mübarekin altında bazılarının bir yanlış hareketi vücuda gelsin. Sonra işittim; bu ism-i mübareki ba'zı mübarek zevat, Süheyl Paşa ve şeyh Sadık gibi zâtlar daha basit ve sırf ibadete ve sünnet-i seniyyeye tebaiyyete nakletmişler ve o cem'iyyetten kat'-ı alâka ettiler ve siyasete karışmıyacaklar. Lâkin tekrar korktum, dedim: Bu

Yükleniyor...