ifadesiyle, Volkan ve benzeri bazı dinî gazetelerle dine ait nasihatleri yaymaktan gayrı, İttihad-ı Muhammedî’nin o gibi gazetelerle bir ilgisi yoktur demektedir. Ayrıca da “Volkan” ve benzeri gazetelerin kendilerine ait bazı art niyet ve garazları olsa dahi, İttihad-ı Muhammedî’ye bulaşmaz ve “Küçük bir zararın mülâhazasıyla âlemin umumî menfaati ihmal olunmaz.” şeklindeki ifade tarzıyla bu mevzua daha da açıklık getirmiştir.
Hülâsa: İttihad-ı Muhammedi’nin, dolayısıyla Bediüzzaman’ın Volkan ile ilişkisinin, sadece onunla İttihad-ı Muhammedi’nin efkârı olan dinî nasihatleri yaymaktan başka bir şey değildir. O ise, onu bir vasıta olarak kullanmaktan ibarettir.
BASINI ÎKAZ
Volkan gazetesi bahsi açılmışken, Bediüzzaman Said-i Kürdî Hazretleri o zamanki basını i’tidale ve gazeteciliğin vazifesi olan umumî efkârın terbiyesine, iyi ve güzel şeylerin yayılmasına hizmet etmelerini davet eden yazıları:
“Herkes vazifesini bilmeli, Sû-i isti’mal etmemeli!
Gazeteler iki vazife-i mühimmeyi der-uhde etmiştir..
Birincisi: Dellal-ul-mehasin vel-maayib..
İkincisi: Hatib-i umumî veyahut mürebbî-ül efkâr
Evvelki unvan iktiza ediyor ki; hâkimiyet-i millet ve hakk-ı tefettüşün seyf-i katı’ı olan lisan-ı matbuattaki te’siratı muhafaza etsin.
İkinci unvan iktiza ediyor ki; efkârı terbiye ve ta’lim etsin, Sathî etmesin. Halbuki şimdi aksülamel yapıyor. Zira bu kadar kesret ve karışıklık, bu te’siratı inkisama vermekle kuvvetini kaybetmiş ve efkârı âdetâ sathî etmiş.. ve ehl-i sa’yin vaktini de imate ediyor. Hem de gazete sahibi zemin bulmak için fikr-i intikamın ma’den-i habisi olan şahsiyâtı karıştırıyor.. Veyahut on para kazanmak için ahlâk-ı İslâmiye’yi esasiyle sarsan istihzaât ve terzilat ve müstehcenât ile ezhan-ı şûre de ahlâk-ı rezîlenin tohumunu ekiyorlar.. Veyahut devletin en mühim, en nâzik ve en hafî noktalarını avamın ezhanına arz ediyorlar ki: bizi bu hale düşüren malaya’nîlik ve mafevkının vazifesine karışmak gibi seyyiâta meydan veriyorlar. Bu gazetelere ya tensikat veya taksimül-âmel kaidesinin icrası lâzımdır.
Ciddî gazetelerin ayinelerinde, iki aylık çocuğun ağzına ekmek doldurmakla, çarçabuk büyük olmak için öldüren, seksen yaşındaki acûzenin suret-i kabihi içinde görülüyor.
Ve mizah gazetelerin paslı mir’atlarında, üçüncü arkadaşın müşa’irâne vaktinde kafiye-i sayı bulmak için arkadaşları demişIer:
Hülâsa: İttihad-ı Muhammedi’nin, dolayısıyla Bediüzzaman’ın Volkan ile ilişkisinin, sadece onunla İttihad-ı Muhammedi’nin efkârı olan dinî nasihatleri yaymaktan başka bir şey değildir. O ise, onu bir vasıta olarak kullanmaktan ibarettir.
BASINI ÎKAZ
Volkan gazetesi bahsi açılmışken, Bediüzzaman Said-i Kürdî Hazretleri o zamanki basını i’tidale ve gazeteciliğin vazifesi olan umumî efkârın terbiyesine, iyi ve güzel şeylerin yayılmasına hizmet etmelerini davet eden yazıları:
“Herkes vazifesini bilmeli, Sû-i isti’mal etmemeli!
Gazeteler iki vazife-i mühimmeyi der-uhde etmiştir..
Birincisi: Dellal-ul-mehasin vel-maayib..
İkincisi: Hatib-i umumî veyahut mürebbî-ül efkâr
Evvelki unvan iktiza ediyor ki; hâkimiyet-i millet ve hakk-ı tefettüşün seyf-i katı’ı olan lisan-ı matbuattaki te’siratı muhafaza etsin.
İkinci unvan iktiza ediyor ki; efkârı terbiye ve ta’lim etsin, Sathî etmesin. Halbuki şimdi aksülamel yapıyor. Zira bu kadar kesret ve karışıklık, bu te’siratı inkisama vermekle kuvvetini kaybetmiş ve efkârı âdetâ sathî etmiş.. ve ehl-i sa’yin vaktini de imate ediyor. Hem de gazete sahibi zemin bulmak için fikr-i intikamın ma’den-i habisi olan şahsiyâtı karıştırıyor.. Veyahut on para kazanmak için ahlâk-ı İslâmiye’yi esasiyle sarsan istihzaât ve terzilat ve müstehcenât ile ezhan-ı şûre de ahlâk-ı rezîlenin tohumunu ekiyorlar.. Veyahut devletin en mühim, en nâzik ve en hafî noktalarını avamın ezhanına arz ediyorlar ki: bizi bu hale düşüren malaya’nîlik ve mafevkının vazifesine karışmak gibi seyyiâta meydan veriyorlar. Bu gazetelere ya tensikat veya taksimül-âmel kaidesinin icrası lâzımdır.
Ciddî gazetelerin ayinelerinde, iki aylık çocuğun ağzına ekmek doldurmakla, çarçabuk büyük olmak için öldüren, seksen yaşındaki acûzenin suret-i kabihi içinde görülüyor.
Ve mizah gazetelerin paslı mir’atlarında, üçüncü arkadaşın müşa’irâne vaktinde kafiye-i sayı bulmak için arkadaşları demişIer:
Yükleniyor...