Bir hususu daha tahlil ettikten sonra, sayın C. Kutay’ın, Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili şu sadedinde olduğumuz günleri hakkındaki yazılarına bakacağız. Malûmdur, Hürriyet veya İkinci Meşrutiyet 24 Temmuz 1908’de ilân edildi. Hürriyet’in üçüncü gününde İstanbul’da, daha sonra da Selânik Hürriyet Meydanı’nda Bediüzzaman nutuklar okumuştur.
Eğer Bediüzzaman bu tarihten üç gün sonra Selânik’e gitmiş ise, 1 Ağustos 1908 günü Selânik’te nutkunu okumuştur. Bu tarih ile 31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) arası sekiz ay kadar bir zamandır. Bu sekiz ay zarfında, Bediüzzaman’ın Selânik’e gidip nutuk okuması, İttihadçıların ileri gelenleriyle tanışarak, bazı ittifaklar akdetmesi, İstanbul’a dönüşü, bir kaç ay sonra da, İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’ni kuranlar arasında yer alması ve Istanbul’da kurulu diğer dinî ve millî cem’iyet ve partilerle temas kurması.. Ve İttihad-ı Muhammedî Cem’iyeti adına makaleler neşretmesi, hem ayrıca şarklı hemşehrileri olan hammal ve işçilerin kahvehanelerini dolaşarak onların herhangi anarşik bir harekete katılmamalarını temine çalışması.. Öbür taraftan Sadâret kanalıyla Vilâyât-ı şarkiye’nin mühim noktalarına Hürriyet ve Meşrutiyet hakkında bilgi verip i’tidale sevketmesi.. Bir taraftan da heyecanlı içtima’, konferans ve mevlidlere yetişip heyecanları durdurması vesaire gibi büyük hizmetleri hep bu sekiz aylık zaman içersindeydir. Bu hale göre, Bediüzzaman’ın Selanik’te çok az bir müddet kalmış olması lâzımdır. Hem artık Meşrutiyet ilân edilmiş, İttihâdçıların hakimiyeti altındaki hükûmeti 17 Aralık 1908’de kurulup iş başına gelmiştir. İttihâdçılar önceleri kendi faaliyetlerine uygun bir zemin, tabiri caiz ise, payitaht seçtikleri Selanik icraatı artık İstanbul’a gelmiştir. Her şey, her mesele artık İstanbul’dadır. Onun için Bediüzzaman’ın orada fazla kalmayıp İstanbul’a gelmesi lâzımdır.
CEMAL KUTAY’IN İDDİALARI
Tarihçi Cemal Kutay, üstünde olduğumuz mevzu’ hakkında özetle diyor ki: Bediüzzaman şark’tan İstanbul’a gelirken, evvela Selânik’e uğramış. Bu tarihi de kitabının bir yerinde 1896, başka bir yerinde 1899 ve diğer bir yerinde ise, 1906 şeklinde vermiştir. Eşref Sencer Kuşçubaşı’dan naklederek: Bediüzzaman Selanik’e geldiği zaman, Buhara kalpaklı, siyah ve iri gözlü idi... İstanbul’da Sultan Abdülhamid tarafından askeri divan-ı harbe verildi. Sonra tımarhâneye sevkedildi. Timarhânede sekiz ay bekletildi. Sonra İttihadçılar tarafından kaçırılıp gizlice Rumeli’ye götürüldü vesaire gibi iddialar...
Bunların yeri ve mahalli Üstâd’ın hayatında olmadığını yukarlarda ispat etmişizdir. Ancak bu iddialardan bazılarının Bediüzzaman hakkında
Eğer Bediüzzaman bu tarihten üç gün sonra Selânik’e gitmiş ise, 1 Ağustos 1908 günü Selânik’te nutkunu okumuştur. Bu tarih ile 31 Mart 1325 (13 Nisan 1909) arası sekiz ay kadar bir zamandır. Bu sekiz ay zarfında, Bediüzzaman’ın Selânik’e gidip nutuk okuması, İttihadçıların ileri gelenleriyle tanışarak, bazı ittifaklar akdetmesi, İstanbul’a dönüşü, bir kaç ay sonra da, İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti’ni kuranlar arasında yer alması ve Istanbul’da kurulu diğer dinî ve millî cem’iyet ve partilerle temas kurması.. Ve İttihad-ı Muhammedî Cem’iyeti adına makaleler neşretmesi, hem ayrıca şarklı hemşehrileri olan hammal ve işçilerin kahvehanelerini dolaşarak onların herhangi anarşik bir harekete katılmamalarını temine çalışması.. Öbür taraftan Sadâret kanalıyla Vilâyât-ı şarkiye’nin mühim noktalarına Hürriyet ve Meşrutiyet hakkında bilgi verip i’tidale sevketmesi.. Bir taraftan da heyecanlı içtima’, konferans ve mevlidlere yetişip heyecanları durdurması vesaire gibi büyük hizmetleri hep bu sekiz aylık zaman içersindeydir. Bu hale göre, Bediüzzaman’ın Selanik’te çok az bir müddet kalmış olması lâzımdır. Hem artık Meşrutiyet ilân edilmiş, İttihâdçıların hakimiyeti altındaki hükûmeti 17 Aralık 1908’de kurulup iş başına gelmiştir. İttihâdçılar önceleri kendi faaliyetlerine uygun bir zemin, tabiri caiz ise, payitaht seçtikleri Selanik icraatı artık İstanbul’a gelmiştir. Her şey, her mesele artık İstanbul’dadır. Onun için Bediüzzaman’ın orada fazla kalmayıp İstanbul’a gelmesi lâzımdır.
CEMAL KUTAY’IN İDDİALARI
Tarihçi Cemal Kutay, üstünde olduğumuz mevzu’ hakkında özetle diyor ki: Bediüzzaman şark’tan İstanbul’a gelirken, evvela Selânik’e uğramış. Bu tarihi de kitabının bir yerinde 1896, başka bir yerinde 1899 ve diğer bir yerinde ise, 1906 şeklinde vermiştir. Eşref Sencer Kuşçubaşı’dan naklederek: Bediüzzaman Selanik’e geldiği zaman, Buhara kalpaklı, siyah ve iri gözlü idi... İstanbul’da Sultan Abdülhamid tarafından askeri divan-ı harbe verildi. Sonra tımarhâneye sevkedildi. Timarhânede sekiz ay bekletildi. Sonra İttihadçılar tarafından kaçırılıp gizlice Rumeli’ye götürüldü vesaire gibi iddialar...
Bunların yeri ve mahalli Üstâd’ın hayatında olmadığını yukarlarda ispat etmişizdir. Ancak bu iddialardan bazılarının Bediüzzaman hakkında
Yükleniyor...