1910 yılında yerine getirmiş.. şark’a gitmiş, aşâiri dolaşarak meşrutiyet dersi vermiştir.

İkinci makalesi ise: İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti adına, vehimli ve şüpheli sualleri cevablandıran “Lemaan-ı Hakikat ve İzale-i şübehat” başlıklı yazısının bir yerinde:

“Vehim: Sen Selânik’te İttihad Terakki ile ittifak’a girdiğin halde, neden ayrıldın”(77) ifadesidir. Bunun bahsi ve izahı yukarıda geçtiği için tekrar etmiyelim.

Bu iki ifade dışında Bediüzzaman’ın yazılarında; Selânik’teki faaliyet ve hizmetleri hakkında herhangi bir beyân ve ifade yoktur.. Bununla beraber yukarıda geçen iki yazısının ifade tarzından sezilen şu ki: O, Selânik’e gitmiş, oradaki Jön-Türkler ve İttihâd-Terakkicilerin ileri gelenleri ile konuşmuş, müsbet meselelerde ittifak akdetmiş ve oranın hürriyet meydanında tarihî, ma’nidar ve ebediyyen yaşayacak olan nutkunu büyük bir halk kütlesine irad etmiştir. Ama Selanik’te cereyan eden bu konuşma ve ittifak, şahıslar olarak kimlerle olduğunu, ne şekil bir müdavele-i efkâr olduğu ve nasıl ve hangi şerait çerçevesi dahilinde bir ittifak, bir anlaşma olduğu hakkında kesin bir bilgi mevcud değildir.

Bu konuda Sayın C. Kutay’ın yazdıklarına bilâhare eğilip tahlilini yapmak üzere; Hazret-i Üstâd’ı o zaman Selanik’te bizzât gören İstanbul Edebiyat Fakültesi profesörlerinden merhum ve muhterem Ali Nihat Tarlan’ın bir hatırasını nakledelim:

“Said Nursi’yi ben küçüklüğümden, ta Selânik’ten tanırım. 31 Mart 1909’dan önce idi. Mahmut şevket Paşa 3.ncü Ordu kumandanı olduğu zaman, babam da ordu muhasebecisiydi.

Ben onbir yaşındaydım. Babamın perde çavuşu Mehmet çavuş vardı. Beni Selânik’te beyaz kulede gezdiriyordu. Orada kahveler vardı. Kahvede garip kıyafetli bir zât vardı. Külahı(78) şalvarı, çizmesi ve belinde hançeri olan bu zâtı Mehmet çavuş bana: “Bak bu zât, meşhur Molla Said’dir.” diye gösterdi.

İşte Said Nursi’yi ilk defa orada gördüm. Doğu Anadolu’dan ulemayı ilzam ederek Selanik’e kadar gelmişti. İlk hatıra ve görüşmem Hazretle böyle olmuştu...”(79)

Merhum profesör Ali Nihat Tarlan’ın Selânik ve Bediüzzaman’la ilgili hatırası bu kadar... Sair hatıralarını tarih sırasına göre kaydedeceğiz.

Yükleniyor...