İsterseniz, Bediüzzaman’ın İttihad-ı Muhammedî Cem’iyyeti adına o günlerde neşrettiği bazı makalelerinden bir iki nümûne verelim, işte:
“Bizim cemaatımızın meşrebi, muhabbete muhabbet, hüsûmete hüsûmettir. Yani, beyn-el İslâm muhabbete imdad ve hüsûmet askerini bozmaktır. Mesleğimiz ise; Ahlâk-ı Ahmediye (A.S.M.) ile taalluk ve Sünnet-i Peygamberî’yi ihya etmektir. Rehberimiz şeriat-ı garra, kılıncımız da berahin-i katı’a, maksadımız İ’la-i Kelimetullahdır. Cemaatımıza her bir mü’min ma’nen müntesibdir. Sureten intisab ise, Sünnet-i nebeviyeyi kendi âleminde ihyaya azm-i kat’î iledir. En evvel mürşid-i umumî olan ulema ve meşayih ve talebeyi şeriât namına ittihada davet ederiz.”(45)
“... Tekraren söylüyorum ki, ittihad-ı İslâm hakikatinde olan İtti-had-ı Muhammedî (A.S.M.) cihet-ül vahdeti (Birleşme bütünleşme noktası) tevhid-i İlahidir. Peyman ve yemini de îmândır. Müntesibini umum mü’minlerdir. Nizamnamesi Sünnet-i Ahmediye’dir. Kanunu evamir ve nevahiy-i şer’iyyedir. Bu ittihad adetten değil, ibadettir. İhfa, (gizli entrika) havf riyadandır. Farzda riya yoktur. Bu zamanın en büyük vazifesi ittihad-ı İslâmdır.”(46)
İşte bu iki numune gibi, İttihad-ı Muhammedî Cem’iyyeti namına neşredilen Bediüzzaman’ın makalelerinden daha birçok nümuneler göstermek mümkindir. Sırasında ve makâmında bu mes’eleye tekrar dönmek emeliyle burada bu kadarıyla şimdilik iktifa ediyoruz.
“Bizim cemaatımızın meşrebi, muhabbete muhabbet, hüsûmete hüsûmettir. Yani, beyn-el İslâm muhabbete imdad ve hüsûmet askerini bozmaktır. Mesleğimiz ise; Ahlâk-ı Ahmediye (A.S.M.) ile taalluk ve Sünnet-i Peygamberî’yi ihya etmektir. Rehberimiz şeriat-ı garra, kılıncımız da berahin-i katı’a, maksadımız İ’la-i Kelimetullahdır. Cemaatımıza her bir mü’min ma’nen müntesibdir. Sureten intisab ise, Sünnet-i nebeviyeyi kendi âleminde ihyaya azm-i kat’î iledir. En evvel mürşid-i umumî olan ulema ve meşayih ve talebeyi şeriât namına ittihada davet ederiz.”(45)
“... Tekraren söylüyorum ki, ittihad-ı İslâm hakikatinde olan İtti-had-ı Muhammedî (A.S.M.) cihet-ül vahdeti (Birleşme bütünleşme noktası) tevhid-i İlahidir. Peyman ve yemini de îmândır. Müntesibini umum mü’minlerdir. Nizamnamesi Sünnet-i Ahmediye’dir. Kanunu evamir ve nevahiy-i şer’iyyedir. Bu ittihad adetten değil, ibadettir. İhfa, (gizli entrika) havf riyadandır. Farzda riya yoktur. Bu zamanın en büyük vazifesi ittihad-ı İslâmdır.”(46)
İşte bu iki numune gibi, İttihad-ı Muhammedî Cem’iyyeti namına neşredilen Bediüzzaman’ın makalelerinden daha birçok nümuneler göstermek mümkindir. Sırasında ve makâmında bu mes’eleye tekrar dönmek emeliyle burada bu kadarıyla şimdilik iktifa ediyoruz.
Yükleniyor...