“Kırk sene evvel(20) Ehl-i siyaset bana bir cinnet-i muvakkata isnad ile tımarhaneye sevk ettiler. Ben onlara dedim:

- ”Akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum. O çeşit akıldan istifa ediyorum..”(21)

Bediüzzaman’ın bu beyânına nazaran, şekerci Hanı’nda yaptığı o acîb ilân hadisesi, İkinci Meşrutiyyet’in ilânından altı ay evvel, yani 1908’in Mart’ında olduğu, fakat bu iIânın, kaç ay, kaç gün sürdüğü ma’lûm değildir. Ancak bilinen budur ki, bu ilândan sonra akıl hastahanesine, buradan da hapishaneye kapatılması hadiseleri ve hapisten tahliye işi hepsi üç-dört ay zarfında olmuştur. Zira Bediüzzaman’ın II. Meşrutiyet’in ilânından az evvel dışarıda serbest gezdiğini ve Meşrutiyet’in üçüncü gününde İstanbul’da irticalen nutuk okuduğunu görüyoruz. Sonra da Selanik’e gidip, Hürriyet meydanında aynı nutkunu tekrarlamıştır.

Bu durumda onun, akıl hastahanesinde ne kadar kaldığı, bilahare tarassuthânede ne kadar zaman bekletildiği tam olarak belli değildir. Fakat Bediüzzaman’ın İstanbul’a geldiği tarihini ve ondan sonra gelişen hadiselerin uclarını gösteren, Onun Hürriyetin üçüncü gününde irad ettiği nutkunun şu bölümüdür:

“Ben Kürdistan dağlarında büyümüş idim. Merkez-i Hilafeti güzel tahayyül ediyordum. Vakta, bundan yedi-sekiz ay mukaddem Dersaâdet’e geldim, gördüm ki; İstanbul, tavahhuş ve tenafür-i kulub sebebiyle, medenî libasını giymiş vahşî bir adama benzerdi. şimdi ittihad-i millî sebebiyle, medenî adam, fakat yarı medenî ve yarı vahşî libasında bize arz-ı dîdâr ediyor.

Evvel, Kürdistan’da fenalığın sebebi, Kürdistan uzvu hastalanmış zannediyordum. Vakta ki, hasta olan İstanbul’u gördüm; nabzını tuttum, teşrih ettim, anladım ki; kalbteki hastalıktır her tarafa sirayet eder. Tedavisine çalıştım, bir divanelikle taltif edildim...”(22)

İşte bu ifadedeki “Vakta, bundan yedi-sekiz ay mukaddem Dersaadet’e geldim..:” ta’biriyle, nutkunun iradı 27 Temmuz 1908 olduğuna göre, yedi-sekiz ay geri gelsek, 1908’in başı olur. Bu durumda, yukarıda izahı geçtiği üzere, iki ay Ferik Ahmed Paşa’nın evinde misafir kalışı, sonra şişli’de birinin evinde biraz kalması, üst üste iki-buçuk ay kabul etsek, Mart ayı içinde şekerci Hanı’ndaki acîb münâzara ilânının başlangıç tarihi olmuş olur ki; buna göre Meşrutiyet’in ilânına dört ay kalmıştır.

Yükleniyor...