Hediyet’ü-Arifîn fî Esma’il-Müellifîn, c: 5. Sayfa
1- Süleyman Endkanî Özbekî (Müstakim Özbekî) 77
2- Osman bin et-Türkmenî 120
3- Enis-i Türkî 126
4- Ali bin Osman-ı Türkmenî 135
5- Mecd’ud-din bin Muhammed bin Osman’et-Türkî 2
6- Muğlatan Bin Kılıç’et-Türkî 8
7- Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz ’et-Türkî ez-Zehebî 10
8-Muhammed binAbdullah Hayalî’et-Türkî 35
9- Muhammed Muaviye bin Mahmud-et-Türkî et-Tunusî 62
İşte nümûnelik cedvelde görüldüğü gibi ekseriyet-i mutlâka ile İslâm müellifleri köyü ile, kasabası ile maruf ve meşhur olanların arasında, böyle milletinin adiyle de ma’ruf ve meşhur zâtlar da vardır. Meşayih-i Sofiye ve Fukaha-yı şeriat arasında dahi çokca görülmüş, hiç bir mahzurla da karşılanmamıştır. Yukarıda bahsi geçen “Kürdî” lâkabını kullanan zâtların adları ise şöyledir:
Hediyet’ül-Arifîn fî Esma’il-Müellifîn, c: 5.
Sayfa
1- Reşid bin Muhmud el-Kürdî 45
2- İlyas bin İbrahim el-Kürdî 46
3- Hasan bin Adiy Tâc-ül Arifîn el-Kürdî 56
4- Ömer bin Eyyûb Celal el-Kürdî 145
5- Kasım bin Muhammed el-Kürdî 154
Cilt: 6
6- Murtaza bin Mustafa-el Emir-ül Kürdî 73
7- Yusuf bin Hüseyyin-el Kürdî 96
Keza Mu’cem’ül-Buldan kitabı cild 4, sâhife: 450’de meşhur muhaddis, “Hafız Tahir el-Makdisî”nin bir hadis hocası ve Üstâdı, şeyh Ebul Hasan Ali İbn-ül Hüseyin bin Abdullah el Kürdî” olduğunu yazar.
Yine Mevlânâ Câmî’nin “Nefehat’ul-Üns” kitabı sâhife: 652’de Evliya arasında bu lâkabla meşhur “şeyh Ali-i Kürdî”nin ahvâlinden bahseder. Aynı kitab sâhife: 525’de Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin Mesnevisi’ni kaydeden Hüsameddin Çelebi’nin aslının Kürd olduğunu kaydeder. Keza Molla Ali-ül-Kari’nin “El-Esrârül-merfuâ” adlı kitabının 64. sayfasında; muhaddislerin şeyhi sayılan Hafız Ebul-Fadl Zeyneddin-i Irakî’nin Kürd olduğunu kaydeder.
Keza İmam-ı şa’rani’nin “Tabakat-ül Kübra” isimli kitabının cilt 1, sâhife, 128’de “şeyh Mâcid-ül Kürdi”den bahseder. Keza, aynı kitap
Cilt 2 Sayfa 2’de: şeyh Hıdır’el-Kürdî
Cilt 2 Sayfa 76’da: şeyh şeref’ül-Kürdî
Cilt 2 Sayfa 76’da şeyh Ömer’el-Kürdî şeklinde kaydeder.
Ve daha bunlar gibi muhaddislerden, fukahadan, sofilerden bu lâkabla iştihar etmiş çok zâtlar var olduklarını göstermek mümkündir. Bu lâkabla olduğu gibi, -tekrar ediyorum-, Arabî, Farisî, Rumî, Hindî, Türkî gibi, mensup oldukları milletlerin adlarıyla da şöhret bulan zâtlar çoklukla görülmüş. Amma hiç kimsenin aklına ırkî bir taassub gelmemiştir. Hatta Mısır diyarında Nakş-ı Bendî Tarikatının mümessili ve “Tenvir-ül Kulûb” kitabının müellifi olan zât, şeyh Muhammed Emin’el-Kürdi lâkabıyla meşhurdur. Hâlen Ezher Üniversitesi camiasında bu zâtın iki profesör oğlunun Iâkabları da aynıdır.
1- Süleyman Endkanî Özbekî (Müstakim Özbekî) 77
2- Osman bin et-Türkmenî 120
3- Enis-i Türkî 126
4- Ali bin Osman-ı Türkmenî 135
5- Mecd’ud-din bin Muhammed bin Osman’et-Türkî 2
6- Muğlatan Bin Kılıç’et-Türkî 8
7- Muhammed bin Ahmed bin Osman bin Kaymaz ’et-Türkî ez-Zehebî 10
8-Muhammed binAbdullah Hayalî’et-Türkî 35
9- Muhammed Muaviye bin Mahmud-et-Türkî et-Tunusî 62
İşte nümûnelik cedvelde görüldüğü gibi ekseriyet-i mutlâka ile İslâm müellifleri köyü ile, kasabası ile maruf ve meşhur olanların arasında, böyle milletinin adiyle de ma’ruf ve meşhur zâtlar da vardır. Meşayih-i Sofiye ve Fukaha-yı şeriat arasında dahi çokca görülmüş, hiç bir mahzurla da karşılanmamıştır. Yukarıda bahsi geçen “Kürdî” lâkabını kullanan zâtların adları ise şöyledir:
Hediyet’ül-Arifîn fî Esma’il-Müellifîn, c: 5.
Sayfa
1- Reşid bin Muhmud el-Kürdî 45
2- İlyas bin İbrahim el-Kürdî 46
3- Hasan bin Adiy Tâc-ül Arifîn el-Kürdî 56
4- Ömer bin Eyyûb Celal el-Kürdî 145
5- Kasım bin Muhammed el-Kürdî 154
Cilt: 6
6- Murtaza bin Mustafa-el Emir-ül Kürdî 73
7- Yusuf bin Hüseyyin-el Kürdî 96
Keza Mu’cem’ül-Buldan kitabı cild 4, sâhife: 450’de meşhur muhaddis, “Hafız Tahir el-Makdisî”nin bir hadis hocası ve Üstâdı, şeyh Ebul Hasan Ali İbn-ül Hüseyin bin Abdullah el Kürdî” olduğunu yazar.
Yine Mevlânâ Câmî’nin “Nefehat’ul-Üns” kitabı sâhife: 652’de Evliya arasında bu lâkabla meşhur “şeyh Ali-i Kürdî”nin ahvâlinden bahseder. Aynı kitab sâhife: 525’de Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin Mesnevisi’ni kaydeden Hüsameddin Çelebi’nin aslının Kürd olduğunu kaydeder. Keza Molla Ali-ül-Kari’nin “El-Esrârül-merfuâ” adlı kitabının 64. sayfasında; muhaddislerin şeyhi sayılan Hafız Ebul-Fadl Zeyneddin-i Irakî’nin Kürd olduğunu kaydeder.
Keza İmam-ı şa’rani’nin “Tabakat-ül Kübra” isimli kitabının cilt 1, sâhife, 128’de “şeyh Mâcid-ül Kürdi”den bahseder. Keza, aynı kitap
Cilt 2 Sayfa 2’de: şeyh Hıdır’el-Kürdî
Cilt 2 Sayfa 76’da: şeyh şeref’ül-Kürdî
Cilt 2 Sayfa 76’da şeyh Ömer’el-Kürdî şeklinde kaydeder.
Ve daha bunlar gibi muhaddislerden, fukahadan, sofilerden bu lâkabla iştihar etmiş çok zâtlar var olduklarını göstermek mümkündir. Bu lâkabla olduğu gibi, -tekrar ediyorum-, Arabî, Farisî, Rumî, Hindî, Türkî gibi, mensup oldukları milletlerin adlarıyla da şöhret bulan zâtlar çoklukla görülmüş. Amma hiç kimsenin aklına ırkî bir taassub gelmemiştir. Hatta Mısır diyarında Nakş-ı Bendî Tarikatının mümessili ve “Tenvir-ül Kulûb” kitabının müellifi olan zât, şeyh Muhammed Emin’el-Kürdi lâkabıyla meşhurdur. Hâlen Ezher Üniversitesi camiasında bu zâtın iki profesör oğlunun Iâkabları da aynıdır.
Yükleniyor...