İşte bu iki fikirle dehşetli ifsat komitesi bu bîçâre fedakâr, masum, hamiyetkâr millete zarar vermeğe çalışmışlar. Ben de altmış beş sene evvel bu cereyana karşı, Kur’ân-ı Hakim’den istimdat eyledim. Hakikate karşı kısa bir yol(37) ve bir de pek büyük bir “Dâr-ül-Fünun-u İslâmiyye” tasavvuru ile; âhiretimizi kurtarmak ve onun bir faidesi olarak hayat-ı dünyeviyemizi de istibdad-ı mutlaktan ve dalâletin helâketinden kurtarmaya ve akvam-ı İslâmiyenin mabeynindeki uhuvvetini inkişaf ettirmeye iki vesileyi bulduk...
Birinci vesile:..(38)
İkinci vesile: Altmış beş sene evvel Câmi-ül Ezher’e gitmek istiyordum. Âlem-i İslâm’ın medresesidir diye, ben de o mübarek medresede bir ders almaya niyet ettim. Fakat kısmet olmadı. Cenâb-ı Hakk rahmetiyle bir fikir ruhuma verdi ki: Câmi-ül Ezher Afrika’da bir medrese-i umumî olduğu gibi, Asya, Afrika’dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir dar-ül fünûn, bir İslâm Üniversitesi Asya’da lâzımdır. Tâ ki İslâm kavimlerini mesela: Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan’daki milletleri, menfi ırkçılık ifsat etmesin. Hakikî müsbet ve kudsî ve umumi milliyet-i hakikiye olan İslâmiyet milliyeti(39) ile
Kur’ân’ın bir kanun-esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun ve felsefe fünûnu ile ulûm-u diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakikatiyle tam müsalâha etsin.. Ve Anadolu’daki ehl-i mektep ve ehl-i medrese birbirine yardımcı olarak ittifak etsin diye vilâyât-i şarkiyenin merkezinde, hem Hindistan, hem Arabistan, hem İran, hem Kafkas, hem Türkistan’ın ortasında “Medreset-üz-Zehra” mânâsında, Câmi-ül Ezher üslubunda bir dar-ül-fünûn; hem mektep, hem medrese olarak bir üniversite için, tâm ellibeş(40) senedir Risale-i Nûr’un hakâikına çalıştığım gibi, ona da çalışmışım...”(41)
Birinci vesile:..(38)
İkinci vesile: Altmış beş sene evvel Câmi-ül Ezher’e gitmek istiyordum. Âlem-i İslâm’ın medresesidir diye, ben de o mübarek medresede bir ders almaya niyet ettim. Fakat kısmet olmadı. Cenâb-ı Hakk rahmetiyle bir fikir ruhuma verdi ki: Câmi-ül Ezher Afrika’da bir medrese-i umumî olduğu gibi, Asya, Afrika’dan ne kadar büyük ise, daha büyük bir dar-ül fünûn, bir İslâm Üniversitesi Asya’da lâzımdır. Tâ ki İslâm kavimlerini mesela: Arabistan, Hindistan, İran, Kafkas, Türkistan, Kürdistan’daki milletleri, menfi ırkçılık ifsat etmesin. Hakikî müsbet ve kudsî ve umumi milliyet-i hakikiye olan İslâmiyet milliyeti(39) ile
Kur’ân’ın bir kanun-esasîsinin tam inkişafına mazhar olsun ve felsefe fünûnu ile ulûm-u diniye birbiriyle barışsın ve Avrupa medeniyeti, İslâmiyet hakikatiyle tam müsalâha etsin.. Ve Anadolu’daki ehl-i mektep ve ehl-i medrese birbirine yardımcı olarak ittifak etsin diye vilâyât-i şarkiyenin merkezinde, hem Hindistan, hem Arabistan, hem İran, hem Kafkas, hem Türkistan’ın ortasında “Medreset-üz-Zehra” mânâsında, Câmi-ül Ezher üslubunda bir dar-ül-fünûn; hem mektep, hem medrese olarak bir üniversite için, tâm ellibeş(40) senedir Risale-i Nûr’un hakâikına çalıştığım gibi, ona da çalışmışım...”(41)
Yükleniyor...