10- İslâm dini ve milleti için taşıdığı hamiyet ve gayret derecesi,
11- Takva ve salâbeti,
12- Zühd ve kanaati,
13- Tevazu’ ve mahviyeti,
14- Belâlara karşı sabır ve sekineti,
15- İktisadkârlık derecesi
16- Ahlâk-ı hamîde ve kemalât-ı insaniyedeki derecesi,
17- şefkat ve merhameti,
18- şecaat ve fedakârlığı,
19- Tazarru’ ve münâcâtları,
Ve daha bunlar gibi bir mürşidin, bir rehberin, bir Hak dâisinin taşıması lâzım gelen hal, hareket ve ahlâk nümûnelerini büyük rakamlara çıkarmak mümkündür. Burada sıralanan fihriste gibi, yazılmayan hal, hareket ve seciyelerine, kitabın (Tarihçe-i Hayat’ın) muhteviyâtında rastlanacağı için ve ne mertebede oldukları bilinip ve anlaşılacağından burada bunu böylece bırakıyoruz.
Bir ayet-i kerimede, peygamberlerin hikâyeleri hususunda
الَقَدْكَنَفِيقَصَصِهِمْعِبْرَةٌ¹لاÎولِيْلاÏلْبَبِ
(*) Fermanı yanında bir hadis-i şerifte de, Resul-i Ekrem (A.S.M.) Efendimiz şöyle buyurmuş: (4) başka bir hadiste ise, (5) ifadesi vardır.
Ayetin meali: Peygamberlerin kıssalarında muhakak ki akıl sahipleri için bir ibret dersi vardır,
Birinci hadis-i şerifin Türkçe meali: “Salih kimselerin anılması günahlara keffarettir”. İkincinin mânâsı: “Salih olan kimselerin menkıbeleri anıldığında Allah’ın rahmeti, yani; feyz ve bereketi nüzûl eder, yağar.” İşte biz de Ayet-i kerime ve bu iki hadis-i şerifin rehberliklerinde Hazret-i Üstâd’ın evsâfını, kemalâtını yazarken; bir din âlimi, dinin büyük bir Mücahidi, kahraman askeri, ümmetin bir mürşidi olarak nazara vermeğe çalışacağız. Ta ki Allah’ın dinine ve Resulünün sünnet-i seniyyesine hizmet hesabına olsun. Olsun ki Allah’ın Rahmeti nüzûl etsin.
11- Takva ve salâbeti,
12- Zühd ve kanaati,
13- Tevazu’ ve mahviyeti,
14- Belâlara karşı sabır ve sekineti,
15- İktisadkârlık derecesi
16- Ahlâk-ı hamîde ve kemalât-ı insaniyedeki derecesi,
17- şefkat ve merhameti,
18- şecaat ve fedakârlığı,
19- Tazarru’ ve münâcâtları,
Ve daha bunlar gibi bir mürşidin, bir rehberin, bir Hak dâisinin taşıması lâzım gelen hal, hareket ve ahlâk nümûnelerini büyük rakamlara çıkarmak mümkündür. Burada sıralanan fihriste gibi, yazılmayan hal, hareket ve seciyelerine, kitabın (Tarihçe-i Hayat’ın) muhteviyâtında rastlanacağı için ve ne mertebede oldukları bilinip ve anlaşılacağından burada bunu böylece bırakıyoruz.
Bir ayet-i kerimede, peygamberlerin hikâyeleri hususunda
الَقَدْكَنَفِيقَصَصِهِمْعِبْرَةٌ¹لاÎولِيْلاÏلْبَبِ
(*) Fermanı yanında bir hadis-i şerifte de, Resul-i Ekrem (A.S.M.) Efendimiz şöyle buyurmuş: (4) başka bir hadiste ise, (5) ifadesi vardır.
Ayetin meali: Peygamberlerin kıssalarında muhakak ki akıl sahipleri için bir ibret dersi vardır,
Birinci hadis-i şerifin Türkçe meali: “Salih kimselerin anılması günahlara keffarettir”. İkincinin mânâsı: “Salih olan kimselerin menkıbeleri anıldığında Allah’ın rahmeti, yani; feyz ve bereketi nüzûl eder, yağar.” İşte biz de Ayet-i kerime ve bu iki hadis-i şerifin rehberliklerinde Hazret-i Üstâd’ın evsâfını, kemalâtını yazarken; bir din âlimi, dinin büyük bir Mücahidi, kahraman askeri, ümmetin bir mürşidi olarak nazara vermeğe çalışacağız. Ta ki Allah’ın dinine ve Resulünün sünnet-i seniyyesine hizmet hesabına olsun. Olsun ki Allah’ın Rahmeti nüzûl etsin.
Yükleniyor...