YOLCULUKTA GÖRÜLEN HARİKA HAL

Bediüzzaman Hazretleri 1309 Hicrî-1892 Miladî senesinde. Siirt’te ulemâ ve talebeler ile ilmî münâzaraları ve Molla Fethullah Efendi’nin ona Bediüzzaman unvanını vermesi.. ve sonra da 1310 Hicrî-1893 Miladî, şirvan’daki bir senesi.. ve 1311 Hicrî 1894 Miladî senesinde Tillo ve Cezire etrafında bulunup, Mardin’e gelmesi.. ve 1312 Hicrî-1895 Miladi Mardin’den nefyedilip Bitlis’e dönmesi hadiseleri, me’hazlerden alınan tarihler ile bir derece tesbiti yapılmıştır.

şimdi 1312 Hicrî-1895 Miladî tarihinde Mardin’den Bitlis’e nefyi esnasında görülen vak’a şöyle cereyan ediyor:

İki jandarma arkadaşıyla yoluna devam eden bu üçlü kâfile, Meşhur şeyhmus-u Anzelî nâmındaki zâtın medfun bulunduğu ziyaretgâh(46) mevkiine ya da sağlam rivayet olan Mardin Savır kazası Ahmedî Köyü civarına yaklaşınca, öğle namazı vakti hulûl eder. Molla Said-i Meşhur, jandarma muhafızlarından, namazını eda etmek için kelepçelerini açmalarını talep eder. Fakat jandarmalar, şüphelenerek açamıyacaklarını bildirirler. Bunun üzerine hiddete gelen Molla Said, kelepçeleri bir mendil gibi açarak önlerine atar.(47)

Bu vak’ayı, bizzât içinde bulunmuş jandarma neferi İbrahim’den şahsen dinleyen Molla Abdülmecid Efendi hâtıra defterinde şöyle kaydetmiştir:

“Mardin’den Bitlis’e nefyedilirken, muhafızlarından jandarma İbrahim ile bir gün Diyarbakır’da, kahvede konuşurken hikâyeyi şöyle nakletti:

- Delikanlı Said’i Mardin’den Bitlis’e menfiyen götürmekle me’mur edildim. Bir jandarma arkadaşım daha vardı. Said’i bir ata bindirerek ayaklarını atın karnı altında kaydettik, gittik. Yolda öğle namazını kılmak için:

- “Ayaklarımı açın!” dedi. Biz açmadık, kızdı. Nasıl yaptı bilmedik, baktık ki ayağını açtı, aşağı indi. Biz korktuk, birşey söyleyemedik. Ne ise abdestini aldı, namazını kıldı. Yine atına bindi ve:

Yükleniyor...