yardım ettiği taraftan, gerekse karşı taraftan atılan taşların çoğuna maruz kalır. İsabet eden taşların darbelerinden hayli incinir. Hatta bir ay boyunca namaz kılarken rükûa gitmekte ızdırap çeker.

Yine bir gün Tillolular kavga yaparlar. Dostları tekrar onu yardıma çağırmışlar ise de: “Sizin kavganız hançerle değil, taş ile olduğundan, böyle kavgaya iştirak etmeyeceğim” deyip reddeder.(31)

BEDİÜZZAMAN VE MUSTAFA PAŞA

Bediüzzaman’ın Tillo’daki hayatının -yukarıda zikri geçen- seyrine göre Tilloda dört-beş ay kadar kaldığı anlaşılmaktadır. Buradaki hayatının son günlerinde şu aşağıdaki garîb rü’yayı görür:

Bir gece, şeyh Abdülkadir-i Geylanî kuddise sirruhu ona hitaben: “Molla Said! Miran Aşireti Reisi(32) Mustafa Paşa’ya git, kendisini evvelâ hidayet yoluna davet edip, zulümden vazgeçmesini, namaz kılmasını ve emr-i bil ma’rufa itaat etmesini tavsiye et. şayet dinlemezse onu öldür!” diye emreder.

Bediüzzaman Molla Said, bu rü’yayı görür görmez, hemen hazırlığını yaparak Miran aşiretine doğru Tillo’dan hareket eder. Miran aşiretinin bulunduğu yaylayı bulur. Doğruca Mustafa Paşa’nın çadırına girer. O esnada Paşa orada olmadığından, Bediüzzaman Molla Said, kılıncını çadırın bir direğine asarak bir yerde oturur. Az sonra Paşa içeri girer. Oradakilerin hepsi Paşa’ya kıyam ettikleri halde, Molla Said yerinden bile kımıldamaz. Bu hareketi Paşa’nın nazar-ı dikkatini celbeder. Paşa, aşiret binbaşılarından Fettah Bey’e, bu adamın kim olduğunu sorar. Fettah Bey ise, Molla Said-i Meşhûr olduğunu bildirir. Paşa ise, ulemâdan hoşlanmayan bir adam. şüphesiz Bediüzzaman’ın bu tavrı onu daha da çok kızdırmıştır.

Paşa, Molla Said’e dönerek, buraya niçin geldiğini sorar. Molla Said cevaben:

Yükleniyor...